27 Mayıs 2013 Pazartesi

Ahmet Yılmaz Çalık Yükseliyor!

 Ahmet Yılmaz Çalık, bu ismi aslında herkes 30. haftada 2-0 galip bitirdiğimiz Fenerbahçe maçında tanıdı. Sakat Kulusiç'in yerinde oynayacak stoperin olmaması belkide Fuat Çapa'yı Ahmet Yılmaz Çalık ismini ilk 11'e almaya itti. Kolay değil 1994 doğumlu yani 19 yaşında bir futbolcunun ilk profesyonel maçı ve Fenerbahçe gibi bir takıma karşı üstelik hatanın en acımasızca şekilde eleştirilebileceği bir mevki olan stoperde. Evet Ahmet Yılmaz Çalık böyle bir ortamda maç saatine kadar kendi isminin ilk 11'de olduğunu bilmeden çıktı bu maça ve tüm dikkatleri başarılı performansıyla üzerine çekti.
Bu başarılı performans Kulusiç'in yokluğunda 4 hafta daha devam etti. Son 5 haftada ilk 11'de 90 dakika oynayarak büyük tecrübe kazandı ilk deneyiminde Ahmet. Stoperde diğer arkadaşı Aykut Demir "Bizde aynı yollardan geçtik, Onun için kendi kadar bende heyecanlıydım" dedi. Aykut ağabeyinden öğrenecek çok şeyi var elbette. A2 takımında 16 maça çıktı bu sezon, Sivas 4 Eylül Belediye A2 takımına karşı da 1 golü var Ahmet'in. Aynı zamanda bu sene Türkiye'de yapılacak olan U20 Dünya Kupasında Milli takımımızın en önemli isimlerinden İlkay Durmuş ve Artun Akçakın ile birlikte.

Dedik ya Aykut ağabeyinden öğrenecek çok şeyi var diye bu sezon en golcü dönemindeki Aykut Demir'den bir şeyler kapmaya başladı bile. Henüz Gençlerbirliği A takımı için 5 maçta golü olmasada Milli Takımın alt yaş kategorilerinde Aykut ağabeyinden öğrendiklerini hayata geçirmeye başladı Ahmet.

Feyyaz Uçar yönetiminde U20 Dünya Kupasına katılacak milli takımdan önce U19 takımıyla çıktığı hazırlık karşılaşmasında Rusya U19 Milli takımının filelerine 2 gol birden bıraktı. Öyle boş gollerde değil üstelik 1-0 yenik götürdüğümüz karşılaşmada attığı bu gol millilerin 2-1 galibiyet almasını sağladı. Aykut'tan tek farkı gollerin kafayla değil ayakla gelmiş olması. Hem milli takım hem de Gençlerbirliği yavaş yavaş bir stoper kazanıyor. Umarım Ahmet Yılmaz Çalık'ın bu performansı hem bu yaz U20'de başarı bekleyen milli takımımız için hem de gelecek sezon Gençlerbirliği için artmaya devam eder.

Rusya U19-Türkiye U19 milli takımının yaptığı hazırlık karşılaşmasının özetini ve Ahmet Yılmaz Çalık gollerini bu linkten izleyebilirsiniz;

http://www.rfs.ru/main/media/video/vc49961/3281.html

26 Mayıs 2013 Pazar

Gençlerbirliği Sezon Sonu Değerlendirmesi

 Sezona yönetimsel yapılanmayla girdi Gençlerbirliği. İlhan Cavcav ismi değişmedi belki ama yeni yönetim kadrosu güzel PR çalışmalarıyla işe başladı. "Kırmızı-Kara Burası Ankara" sloganıyla yola çıkan yönetim rapçi Ais Ezhel'e bir de şarkı yaptırdı. Sosyal medyayı aktif kullanmaya Facebook, Twitter, Youtube hatta İnstagram derken bizleri heyecanlandıran işler yapıldı. Ne de olsa bu sezon kulübün 90. yılıydı. Öyle çok şaşalı olmasa da bunları uzun zamandır görmeyen biz taraftarları heyecanlandıran, umutlandıran ve sevindiren işlerdi.

Kurumsal Kimlik adı altında taraftarlarca açılan ve yıllarca özveriyle 20000den fazla beğeni toplayan facebook sayfası da dahil bir çok sayfa kapatıldı bütün bu güzel işlerin ardından. Yapılan güzel şeyler asla cezasız kalmaz şiarı Türkiye'de çok yaygınken aslında süpriz olmadı bizim için desek yalan olmaz sanırım. Bu durumda sanırım yapılan güzel işin bedeli oldu.

Ligde ise geçen sezon küme düşme potasından kurtulan ve üst sıraları hedefleyen bir takımın sinyali vardı. Fuat Çapa ile gelen 9.luğun ardından hedef daha üstlerdi. Fuat Çapa yeni sezona kaybettiği 3 önemli oyuncusunun yerine La Liga'dan Dejan Lekic, Türk pasaportlu İsveçli Jimmy Durmaz, Blackburn'den gelen Sırp Radosav Petrovic gibi isimlerle başladı. Aslında ilk 9 hafta sonun 3. sırada olan takımımız geçen seneden daha iyiye gittiğini göstermeye başladı. İçerde Galatasaray'a karşı alınan 3-3'lük beraberlik ise güzel günlerin habercisi gibiydi. Ancak beklenen tam gerçekleşmedi. İlk yarıda başlayan beraberlik aboneliği devam etti. Bursa, Kasımpaşa, Beşiktaş'a son 3 haftada 3 beraberlik alan takımımız bunların öncesinde ise önce Fenerbahçe'ye 4-1 sonra sahamızda Trabzonspor'a 4-0 yenilerek duraklama dönemine girdi. Umutlarda yavaş yavaş yerini karamsarlığa bırakmaya başladı bu anlarda.
2. yarıya joker savunmacı Mehmet Sedef ile yolları ayırarak başlayan takımımız 4 yeni isimle sözleşme imzaladı. Sırp Nemanja Tomic, eski futbolcumuz Doğa Kaya, Kerim Zengin ve belkide Süper Ligin en flaş transferi Hollanda gol kralı Belçikalı Björn Vleminckx. İkinci yarının ilk maçında 5-3'ük Antalya galibiyeti ile uyuyan dev yeniden uyandı derken ligin genel gidişatına ayak uydurdu takımımız ve dalgalı bir seyir izlemeye başladı. Berabelik aboneliği devam etti tabiki. Galibiyet serisi yakalayamazken bi kaç kez beraberlik serisi yakalayarak Süper Ligin en çok berabere kalan takımı ünvanını da kazandık bu sezon. Aslında genele bakarsak alınan beraberlikler, Trabzon, Beşiktaş yenilgileri, Ordu ve Eskişehir'e kaybedilen maçlar üst sıra hedeflerinden uzaklaştıran maçlar oldu bizi. Nitekim sezon sonu 11. sırada kalarak geçen sezondan sonra hayal kırıklığı yaşadık diyebiliriz. İkinci yarının en güzel anları ise Fenerbahçe karşısında alınan 2-0'lık ve Galatasaray karşısında deplasmanda alınan 1-0'lık galibiyetler oldu. Fuat Çapa sezonu hayal kırıklığı olarak değerlendirirken yönetimle anlaşamayınca ligin bitimine iki hafta kala takımın başında yeni sezonda olmayacağını söyleyerek Ankara'ya ve bizlere veda etti.

Sezonun "En"leri;

En iyi oyuncu: Dusko Tosiç

Tosiç ismini seçerken hem kendi görüşüm hemde gencler.org'da taraftar oylarıyla belirlenen anketten yola çıktım. Tosiç sezon başında geldiğinde en kariyerli isimdi takımımızda. Sezon başından sonuna kadar koruduğu istikrarı ile bu ünvanı ne kadar hakettiğini gösterdi aslında. Benim şahsi fikrim Filip Deams'ten bu yana takımımıza gelmiş en iyi sol bek kendisi. Bek olduğuna bakmayın oynadığı hazırlık maçlarından, resmi maçlara kadar bütün maçların istatistikleri dökülse Gençlerbirliği'ni sol bekten yaptığı bindirmelerle en çok atağa çıkaran isim olduğu görülür sanıyorum. Attığı 1 gol ve yaptığı 8 asist bir bek oyuncusunun hücuma ne kadar destek verdiğini kanıtlıyor sanırım. 34 lig maçının 33ünde sahada yer alan Tosic toplamda 2953 dakika görev aldı. Türkiye Kupasında çıktığı 2 maçta da 1 asisti bulunuyor. Hücuma yaptığı bu ekstra katkıyla yılın en iyi oyuncusu seçmemizin nedeni.

Yanına isim eklemek gerekirse tabiki Aykut Demir olur. Başarılı stoperimiz rakip atakları kesmenin yanısıra attığı gollerle de hücuma ekstra destek verdi. 31 Süper Lig maçında toplam 2777 dakika görev alırken 5 golle hücuma büyük destek verdi. Çıktığı 2 Türkiye kupası maçında da 1 golü var. Aykut'un cezalı ve sakat olduğu oynayamadığı maçlarda Gençlerbirliği defansının ne kadar aciz kaldığını düşünürsek Dusko Tosic ile beraber en iyi oyuncu unvanını paylaştırsak yeridir.

En Kötü Oyuncu: Dejan Lekic

Dejan Lekic geldiğinde Barcelona'ya attığı gollerle anılarak büyük sükse yapmıştı aslında. Osasuna takımından kadroya dahil ettiğimiz Lekic 1.93'lük boyuyla Tum'un yerine pivot santrafor olarak alınmıştı aslında. 21 lig maçına çıkan Lekic 983 dakika sahada kalabildi. Neredeyse 11 maçı 90 dakika tamamlayabildi yani. 3 gol 1 asistle oynarken aslında beklenen çok daha fazlaydı kendisinden. Gol atmaktan ziyade uzun boyu ve dev cüssesiyle top indirmesi, saklaması gibi görevler atfedilen Lekic bu konuda oldukça başarısız bir sezon geçirdi. Verilen görevleri yerine getiremeyince ve sahada silik kalınca bu unvanı hakeden isim oldu sanırım.

En Hayal Kırıklığı Yaratan Oyuncu: Jimmy Durmaz

Jimmy, Malmö'den Yasin'in yerine Türk pasaportuyla geldi. Özellikle TSYD Ankara Kupasında sergilediği oyunla sezon öncesi bütün taraftarları heyecanlandırmıştı. Sol kanatta 29 maça çıkan oyuncumuz 1960 dakika oyunda kalırken 5 gol ve 2 asistle oynadı. Aslında ilk yarı itibariyle hiç fena gitmiyordu taa ki ikinci yarıda ki Fenerbahçe maçına kadar. Bu maç öncesinde bir çok yerde İstanbul'a gitmek istediğini çok defa söyleyen oyuncumuz anlaşıldı ki sadece İstanbul takımlarıyla oynanan maçta kendini göstermeye çalışıyormuş. Fenerbahçe maçında sonradan oyuna girip artistik hareketleri sonucu Fuat Çapa tarafından oyundan alınınca kısa süreli krize neden oldu. Bu hareketlerini kalan maçlarda da sürdüren Jimmy bu senenin en büyük hayal kırıklığı olmuş durumda hatta bende dahil çoğu taraftarımız şimdiden kendisini gözden çıkarmış durumda ve takımda kalmasına pek sıcak bakmıyorlar.

En İyi Transfer: Björn Vleminckx

Hollanda gol kralı ünvanıyla yarım sezon kiralık olarak geldi Vleminckx. Daha önce kendisiyle ilgili yazı yazmıştık bu sebepten. Gelir gelmez daha ayağının tozuyla çıktığı Antalyaspor maçında attığı 4 gol ile birden Türkiye gündeminin de ilk sırasına oturdu. Çıktığı 16 maçta attığı 9 gol ile takımı ikinci yarı ayakta tutan tek isimdi. Daha önce kendisinden komple futbolcu diye bahsetmiştik. Bir forvet oyuncusu olmasına rağmen rakip sahada 9, kendi yarı alanımızda 24 top çalarak defansa bile katkı verdi. Özellikle attığı kafa golleriyle Gençlerbirliği'ni kafayla en çok gol atan takım ünvanına eriştirdi. Satın alma opsiyonu bizde olduğu için sezon boyunca alınmasını istediğimiz tek oyuncuydu ancak şu sıralar menajerinin sürekli fiyat artırması bu transferin askıya alınmasına sebep oldu. Björn'ü kelimelerle, istatistiklerle anlatmak yetmez aslında yarım sezon da yaptıklarıyla Hakan Peker'den "Bir Efsaneydi Seninle Olmak" isimli şarkıyı ithaf edebilirim şu ancak. Hala bir süprizle tekrar bize gelmesinden başka temennimiz yok.

En Gizli Kahramanlar: Ante Kulusiç ve Özgür İleri

Ante Kulusiç ile ilgili gizli kahraman diye yazı yazmıştık. Sezon boyu çıktığı 25 maç ve attığı 4 golle Aykut Demir ile birlikte hücumcu stoperlerimiz oldular. İkisi birlikte toplam 9 golün altında imzası var bu isimlerin defansta ise Kulusiç Aykut'un yanına yazılan ilk stoper tercihi kesinlikle. Hacettepe'de sabırla bekleyip bu sezon patlamasını gerçekleştirdi diyebiliriz. Diğer isim ise Çanakkale Dardanel'den gelen Özgür İleri, geçen sezon sinyallerini veriyordu ama asıl çıkışı bu sezon oldu. Orta sahanın defansif yüzü olan Özgür oynadığı zaman yaptığı top çalmalarla defansı ne kadar rahatlattığını gösterdi bu sezon. Attığı 2 golde bu başarılı defansif sezonun hücum ödülü oldu. 30 karşılaşmada 1960 dakika sahada olması ne kadar önemli olduğunun göstergesi.




Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara