7 Mart 2011 Pazartesi

Kendi Yolumuza Taş Koydun Zumdick!

Çarşamba günü kupadan turlayarak geldik, yoğun yağış altında, yüksek tempoda oynayan ve şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe'yi sahamızda ağırladık. Şartlar zor ve bütün bunların üzerine maçın ilk 20 dakikasında 2-0 yenik duruma düşmek hiç bir takım için kolay değil. Bu şartlardan kurtulmayı becerecek oyunu oynamaya başladığınızda eğer taktik değişimine gidiyorsanız suçlu teknik direktörden başkası değil diye düşünüyorum.

Maçın henüz başında Lugano'nun golü ofsayt apaçık ama hakem golü veriyor. Yeterince moral bozucu ve ardında penaltı kararı ile 2-0 yenik duruma düşüyorsunuz ve penaltı kararı da bir o kadar tartışmalı. Herşeye rağmen daha bu dakikalarda teknik direktör hatası açıkça ortada. Nasıl mı? ;

Diyelim Lugano'nun golü ofsayt değil, penaltı kararı da doğru. Hadi penaltı da Mehmet Güven'in verdiği pas hatalı ondanda teknik direktöre suç bulmaktan vazgeçelim. Lugano'nun golünde top ceza sahasında havalanıyor ve topa kafa vursun diye koyduğunuz defans Burak o topa kafa vuramıyor ve bu özelliği yeni bir şey değil herkesçe biliniyor. Burak Özsaraç, Gençlerbirliği'ne geldiğinden beri gösterdi ki ağır bir futbolcu ve hava toplarında da yetersiz, teknik direktör Zumdick ise hava toplarında Lugano, yerden ise çok hızlı gidebilen Niang gibi iki futbolcuya karşı bu isimle başlıyor. Kadro yetersiz, rotasyonda adam yok desen olmaz Zumdick, en kötü hava toplarını alması için Kulusiç var onu dene bari. Burak Özsaraç ile çok fazla ilerleme kaydedemezsin takıma baştan zarar veriyorsun.

Neyse hatasını kapatabilecek oyuncularımız var ki hepsi de hırslı, nitekim Orhan ve Hurşut ile beraberliği yakalıyoruz. İkinci yarı başlıyor, zemin iyice karla kaplanmış. Fenerbahçe'nin beklerini sabahtan beri felç etmişsin golleri bu sayede bulmuşsun, uzaktan şutların zorluyor, 2 topun direkten dönmüş. Zumdick öyle bir değişikliğe gidiyor ki Serkan Çalık yani bir kanat oyuncusu çıkıyor, yerine yavaş mı yavaş orta saha Jedinak giriyor. Anlamı çok basit "ben beraberliğe yatacağım" diyorsun. Üstelik hala Niang gibi hızlı, Alex gibi teknik bir adam oyundayken, özelliksiz bir adam oyuna alıyorsun. Faturası 2 gol ve sahanda 4-2'lik mağlubiyet. Sonradan Zec'i oyuna alıp Oktay'ı çıkarmak ve eski taktiğe dönmenin manası olmadığını da görüyorsun. Halbuki Zec oyuna girdikten sonra direkten dönen üçüncü top sana en başında madem Serkan'ı alacaksın oyundan Zec'i ilk başta sok oyuna diye anlatıyor açık açık. Bekleri bu kadar açık verirken yaptığın bu hata daha da pahalıya patlar işte böyle. Azofeifa'yı, Oktay'ı oyundan düşürdükten sonra Zec değil Messi gelse zor kurtarır bu maçı.

Sonuç olarak takımın oyunu ve hırsından, yolumuza göz göre göre taş koyan Zumdick'in ikinci yarıda ki taktik değişikliğine kadar çok memnun olduğumu söyleyebilirim. Özellikle Mustafa Pektemek ve Orhan oynayamadıkları günlerin acısını çıkara çıkara oynuyorlar. Aykut ve tam olmasa da Hurşut'un geri dönüşleri yüzümüzü güldüren bir diğer durum. Murat Kalkan'ın olmadığı bir maçta onun yerine oynayan Mehmet Güven'de hatalı pası dışında Murat'tan daha iyiydi.

Direnci çok çabuk kırılan bir takım olarak "2-0'dan 2-2'ye getireceğiz bu maçı" diyene inanmazdım ama bu sefer takım değil dinamiti teknik direktör Ralf Zumdick altımıza yerleştirdi. Bu takımın küme düşeceğine dair endişelerim yavaş yavaş kaybolsa da, teknik direktörün bizi daha da kötüye sürüklemesi konusunda endişelerim kat be kat artmakta. Takımın şu an ki işleyişine daha kötü bir etkisi olur mu tahmin edemiyorum çok net ama gönlüm kesinlikle teknik direktör değişikliğinden yana. Biraz kaliteli bir hoca ile bu takım ligde de kalır, kupayı da alır.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara