Sakatlıklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sakatlıklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2012 Cuma

2 Puandan Daha Değerli Kayıplar!

 Samsun maçını açıkçası çantada keklik görmüştüm kendi evimizde aldığımız beraberlik biraz tadımı kaçırmıştı ancak kaybettiğimiz bu iki puandan daha değerli şeyler varsa onlarda sakatlanan 2 oyuncumuzdur.

Emre Aygün'ün sezonu kapattığı haberi çok önce gelmişti çok üstünde durmadık lakin bu sefer gelen haberler takımın iki en önemli oyuncusu Aykut ve Azofeifa'dan.

Aykut, Samsun maçında kırık şüphesiyle oyundan alınmıştı, yapılan tetkiklerde ayak bilek bağlarında yırtık tespit edilmiş. Terimi çok anlamıyorum ama bizim halk arasında burkulma dediğimiz hadise olabilir. Kırıktan daha iyidir diye düşünüyorum. Ancak maalesef 2-3 hafta olmayacak
Azofeifa ise banyo camının kırılması sebebiyle kolunu kesmiş ve alçıya alınmış. O'nun da yaklaşık 4 hafta oynyamaması bekleniyor.

Azofeifa'nın yeri aslında rotasyon açısından doldurulabilir. Cem Can'ın kendi bölgesine geçme şansı, Özgür'ün iyileşmesi ve Murat Duruer transferi ile biraz kurtarıyoruz durumu.

Ancak Aykut'un sakatlanması en olmaması gereken bir durumdu sanırım. Defansın 3 bölgesinde de oynayabildiği gibi son dönemdeki formuyla da takımın en iyisi dersek yanlış olmaz sanırım ve defans oyuncularının kısıtlı olması düşünülürse Ocak ayında ki yoğun maç trafiğinde Aykut'u çok arayabiliriz.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Gençlerbirliği, Galatasaray Olur Mu?


Gençlerbirliği, Galatasaray olur mu? diye başlık atınca UEFA Kupası masalları, bilmem kaç yılının ruhunun eksikliğini filan anlatmayacağım bu yazıda. Lakin şu aralar Galatasaray'a benzemeye başladık. Nedeni ise artık dillere destan olan Galatasaray oyuncularının sakatlanmasına benzeyen durumu şu aralar yaşamamız. Taraftarlar arasında bile sıkça dalga mevzusu olan ve artık iyiden iyiye Galatasaray'da sakatlanmayan futbolcuya şaşırdığımız bu dönemde bizde de "gülme komşuna gelir başına" atasözü gerçek olmaya başladı. Özellikle geçen sezon inanılmaz derecede fazla Galatasaraylı oyuncunun sakatlanmasının ardından Galatasaray sağlık ekibi sorgulanmaya başlamıştı. Bir Gençlerbirliği taraftarı olarak bu sezon bizim başımıza gelen bu durumu bende sorgulamak istedim. Bir yandan da gülüyorum ağlanacak halimize kendi kendime, takımın kötü gidişatının sorumlusunu sorguladığımız yetmezmiş gibi şimdi de sakatlıkların sorumlularını sorguluyorum.

Sezon başından itibaren sakatlık raporunu çıkaracak olursak olaylar şöyle vuku buldu;
- Sezon başında ki TSYD Kupası maçında zeminin azizliğine uğrayan Mustafa Pektemek başlamadan ilk yarıyı kapattı.
- Büyük umutlarla transfer edilen Michael Stewart, Mehmet Akgün ve Cem Atan'ın sakat sakat transfer edildikleri ortaya çıktı. Cem Atan şu an sakat olmasa da Michael Stewart ile Mehmet Akgün'de başlamadan devreyi kapatanlardan.
- Lig başladıktan sonra Harbuzi ve Ermin Zec maçlarda bir kaç haftalık sakatlıklar yaşadılar. Geri döndüler lakin önce Harbuzi bir maçı 17. dakikada terketmek zorunda kalıp devreyi kapattı ardından Thomas Doll sonrası açılıp 3 maçta ağları havalandıran Ermin Zec devreyi kapattı.
- Kaleci Serdar önce Ankaragücü maçında aldığı darbeyle beyin sarsıntısı geçirip bir kaç hafta takımı yalnız bırakırken, son oynanan Kasımpaşa maçında da yere ters basınca -daha doğrusu düşünce- sakatlandı. Durumu belirsiz.
- Debatik Curri antrenmanda sakatlanarak devreyi kapatanlar arasında yerini aldı.
- Aykut Demir'in antrenmanda kaburga bölgesinde iç kanama meydana geldi. O da devreyi kapattı gibi.
- Orhan Şam, A2 Milli Takımından sakat döndü. Kasımpaşa maçında yoktu, haftaya da oynaması zor.
- En son Kasımpaşa maçında Serdar ile birlikte Jedinak'ta sakatlanmıştı. Onunda devreyi kapattı haberi bütün bunların üstüne geldi.


Daha Mahmut Boz, Murat Kalkan gibi isimlerin kısa süreli sakatlıklarını saymadım, bu saydıklarımın yanında ihmal edilebilir geldiler bana. Peki bu sakatların nedeni nedir? Suçlusu kimdir? Hadi futboldur sert oyundur dersin geçersin de devreyi kapatmalarda ne oluyor?

Suç sağlık ekibinin derseniz, antrenmanda sakatlanan ve tedavilerin çok uzun sürmesi nedeniyle haklısınız diyebilirim. 
Suç sahaların berbat zeminlerinde derseniz, Mustafa Pektemek'i düşününce, bunların yanı sıra Türkiye'de ki statları düşününce haklısınız derim. Karabük'ün stadı mesela köstebek yuvası gibi hala. Yine 19 Mayıs'ı biraz adam ettiler.
Suç futbolcularda, "eskinin topçusu çamurlu sahalarda çakıl taşı yapışmış topa kafa vuruyordu bunların hepsi narin" diye eleştiri getirirseniz de hak vermiyor değilim. Şöyle İngiltere ligi gibi, İtalya ligi gibi kemik sesleri duyulsa Süper Ligde Allah muhafaza ölümler baş gösterecek herhalde. Futbolcularımız kendine bakmayı bilmiyor sanki.
Suç ağır antrenman programlarında derseniz, işte size orada katılmam Thomas Doll iyi bir antrenördü lakin öyle futbolcuların canını okuyan antrenmanları yoktu. Hatta gereğinden fazla tatil bile yaptı Gençlerbirliği. O zaman suçu antrenman eksikliğine mi atsak?

Bu takımın bu halinin sorumlusunu hala bulamadığım gibi bu sağlık sorununun sorumlusunu da bir türlü keşfedemedim ben. Galatasaray'da görmeye alıştığımız bu durum Gençlerbirliği'nde de böyle uzun süre devam eder mi onu bilemem ama bu durum böyle devam ederse ne bu kötü gidiş durur, ne sağlam adam kalır. Yakında A2 takımını sahaya sürmeye başlarız. Bir gerçek var ki, sakatlıklarında katkısıyla bize yine küme düşme kabusları yaşatacak bu takım. Gençlerbirliği, Galatasaray olur veya olmaz orasını da bilmek zor ama devre arasına kadar bu lig bize zindan olur.
Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara