12 Mayıs 2018 Cumartesi

CANIMIZ YANIYOR!

29 yıldır bulunduğumuz Süper Lig'den bugün itibariyle resmi olarak düşmüş bulunmaktayız. 5 yıldır yazmadığım bloga bir şeyler yazma ihtiyacı hissettim. Nitekim kendi kendime sinirlenmek daha da bir koyuyor, en azından içimi buraya dökeyim istedim.

Böyle bir tabloda nereden başlasan, ne söylesen, ne kadar konuşsan az kalıyor maalesef. Öfkem öyle bir büyük ki önce en suçsuzundan başlayacağım.


FUTBOLCULAR...


Bu tabloda nispeten en suçsuz ekip futbolcular, Ümit Özat'ın başa geldiği 2016/17 sezonunun devre arasında kurulmaya başlanan kadro aslında bize biraz işaret veriyordu. İlhan Cavcav'ın hasta yatağında yaptığı son transfer Bady oldu sonrasında benzer transferlerin önünü alamadık. İlhan Cavcav'ın vefatından sonra adının verildiği 2017/18 sezonunda devre arasında gelen adamların sadece ikisi lige başlayabildi. Özat ve Murat Cavcav'ın her defasında çok güvendiğini söylediği kadro, taraftarlar ve spor yorumcularının çoğu tarafından küme düşmenin en büyük adayı gösterilmeye başlamıştı bile. İki sezondur sağ ve sol bek pozisyonlarında Uğur ve Ahmet Oğuz'un alternatifi olmaması, nitelikli bir forvetin olmaması, oyun kurucu özellikli bir orta sahanın olmaması sürekli dile getirilen şeylerken, hiç bir yaraya derman bulunamadı değil bulunmadı. 1. Lig kalitesinin dahi altında yapılan transferleri, bu kadroyu kuran asıl sorumluya geldiğimde anlatayım. Zaten oynamalarını beklemediğimiz bu kadronun başarısı ligde kalmak olacaktı beklendiği üzere beceremediler çok fazla suç bulamıyorum. Tek suçları bu kadro kurulurken hiç bir futbolcunun "ya biz neyin peşindeyiz" diye itiraz etmemesidir belki. Parasını alıp keyfine bakacak adamlardan bunu da beklemek biraz fazla olacaktır. Takımı aşırı sahiplenmesini beklediğimiz altyapımızdan çıkıp milli olmuş ve kaptanlığa ulaşmış Uğur Çiftçi kaçtı bile o yüzden böyle ortamda futbolcuya yüklenmek zaman ve vakit kaybı. Başta Zeki Yavru, Uğur Çiftçi, Khalili, Ahmet Oğuz olmak üzere bir bir yolun açık olsun demek önümüzdeki yıl için şarttır. Hopf, Sessegnon ve Palitsevich'in elde tutulması inanılmaz büyük başarı olacaktır, geri kalanları 1. Lig kalitesinin bile aşağısındaki isimlerdir.


BABA-OĞUL CAVCAV...


İlhan Cavcav'ın vefatından sonra herkesin aklında kim başkan olacaktan ziyade tek bir düşünce vardı; "Gençlerbirliği'nin işi bundan sonra çok zor." Hani hepimiz düşünmüşüzdür bunu, kimi gerçekten derinden ve sesli, kimi kafasının içinde. İtiraf etmek gerekirse kafamın içinde geçirmiştim, bir kan değişikliğinin, iyi bir yönetimin altında daha güzel şeyler olacağına bu araya kadar belki biraz sallanacağımızı ama yıkılmayacağımızı düşünenlerdendim. Bu kadar hızlı yıkılmayı sesli düşünenler bile beklemiyordur diye tahmin ediyorum. İlhan Cavcav hastalığının arttığı zamanlarda Onursal Başkan sıfatıyla kenara geçip, yetiştirip büyüteceği bir başkan yerine çat diye kucağımıza her sene yönetim kurulunda bulunan ama bugüne kadar hiç görmediğimiz oğlu Murat Cavcav'ı bırakıp gitti. Murat Cavcav'ın, İlhan Cavcav gibi olmasını kimse beklemiyordu ama bu kadar iş bilmez olacağını da tahmin etmemiştik. İşte bu arka arkaya şoklarla ne oldu, ne bitti anlayamadan Ümit Özat ile yeni sezona girildi ve malum bu kara senenin iskelet kadrosu kuruldu. 3 Hafta sonu Ümit Özat'ı gönderdiğinde aklı başına geldi demiştik ki, transfer sezonunun bitmesine az bir süre kala Mesut Bakkal'ın istediği adamları almamak için tatile çıkıp, telefonunu kapattığı iddiası geldi. Sonrasında Mesut Bakkal'ın gönderilmesiyle Ümit Özat'ı bu kadronun dilinden sen anlarsın diyerek tekrar getirmesi küme düşme fitilini ateşleyen olaylar oldu. Devre arası yine Özat ile yaptığı transferler, o sırada gelen 10 maçlık yenilmezlik serisinden sonra coşan Cavcav çıkıp her yerde aldığı kararlardan gurur duyduğunu anlatmaya başladı. Şu an ise ölüm sessizliğinde çıkıp tek kelime açıklama yapmış değil. Hala inatla Özat'tan medet umduğu haberleri geliyor.

Buradan çıkarabildiğim tek sonuç, Murat Cavcav'ın bizden intikam aldığıdır. Yıllardır emek emek işlediği Gençlerbirliği yüzünden kendisine vakit ayırmayan babasından, takımdan, taraftardan herkesten bir bir intikam aldı. Bu kadar dalga geçer gibi açıklamaların, bu kadar vurdumduymazlığın, göz göre göre bir takımın düşüşüne kılını kıpırdatmamanın başka bir anlamı olamaz. Duyduğum başka iddialar bile var ki onların gerçek olduğunu düşünmek bile istemiyorum zira ortada insanlıkla ilgili sıkıntılar var.


Mayıs ayında kongre var. Eğer Murat Cavcav kasadaki paranın kendi ailesine ait olduğunu düşünüyorsa bir an evvel versinler çeksin gitsin, böylelikle o paranın yolunu gözleyen çakallar da peşinden yönetimi bırakacaklardır. Ha yok derdi başkaysa yaşama sevincimizle daha fazla oynamasın ne olur bıraksın artık. Belli ki bu işi beceremiyor, at yetiştiriciliğinde daha başarılı, güzel de paralar kazanıyor orada devam etsin.


ÜMİT ÖZAT...


Bu adam maaşlı bir adam, asıl suçlu bunu getiren yönetimdir deseniz de benim için baş suçlu bu adamdır. Ne söylesem, ne yapsam içim soğumayacak. Umarım bize çektirdiğin acılar yanına kar kalmaz diyerek başlamak istiyorum.

Hesap vereceksin önce aldığın adamların hesabını vereceksin.

Agon Mehmedi
Etien Velikonja
Umut Sözen
Bady

Özat'ın başında olduğu 16/17 sezonunun devre arasında alınıp oynatılmadan yeni sezona çıkamayan adamlar. İlhan Cavcav'ın vefatının ardından alınan bu adamların alınmasına neden onay verdi? neden gönderdi?

2017/18 sezonu başladığında tek bir adama para verilmedi, bu arada Ahmet Çalık, İrfan Can Kahveci, Serdar Gürler gibi isimler basın önünde sürekli pazarlandı.

Samsunspor'dan alınan Ousmane N'diaye neden alınıp oynatılmadı? Bu adamı 1.Ligdeyken Samsunspor'a alan Ümit Özat'ın beklentisi neydi? Ne şartlarda sözleşmesi donduruldu?

Mehmet Taş'ı alırken beklenti neydi? Uzun zamandır top oynamamış adamı kadroya bile girmekte zorlanırken alıp sezon sonuna kadar kadroda tutmanın mantığı neydi?

Erdi Can Şehit'i hangi şartlarda aldı? En çok bunu merak ediyorum. Çok defa yeteneğine güvendiğini hatta basın danışmanı sıfatıyla kulübe soktuğu Fenerli gazeteci Mustafa Çevik'e bile defalarca övdürdüğü bu adamı yarım sezonda kadroya bile almamasının sebebi neydi? Erdi Can'ın babasının Ahmet İlhan ve Zeki Yavru'nun menajeri olmasıyla ilgisi var mı? Bunların hesabını tek tek vermesi gerekmektedir.

Bunları apayrı bir yazıda tekrar toparlayasım var. Burayı hızlı geçiyorum başka bir şey sormak istiyorum. Her fırsatta oyuncularına güvendiğini anlatan Ümit Özat, küme düşme potasına tekrar girdiğimiz maç sonu sokaktan 11 adam toplasak daha iyiydi açıklmasını yaparken ne hissetti? Bu kadroyu kendisinin kurduğunun farkında değilmişcesine, bir anda oyuncularını satmasının sebebi neydi? Kendi transferi Pogba'yı haklıydı diye savunurken, peşinden dövmeye giden Uğur'a, Zeki'ye ne söyledin? Küme düştüğümüz Kasımpaşa maçının sonunda kırmızı kart gören Ahmet Oğuz'u eleştirirken, "Pogba'nın peşinde koşanların Ahmet'in de peşinden koşmasını isterdim, vicdanları rahattır umarım" diyerek eleştirdiği Uğur ve Zeki'yi neden kadroya alıp bu maçta oyuna sürdün?

Mustafa Kaplan'ın para yediğini söylemen neden bu kadar uzun sürdü? Niye başta tepkini koymadın?

Sormak istediğim çok fazla soru var. Öncelikle Gençlerbirliği ile olan ilişiğinin bir an evvel kesilmesi gerekmektedir. Mümkünse yancısı Mustafa Çevik ve kendisine destek olanların hepsine tesislerin karşı kaldırımında 5 dakikadan fazla durmak bile yasaklanmalıdır.

Bu kadar kişinin aklıyla dalga geçerek, göz göre göre bir takımı bitirmek, bir istifayla bitecek kadar kolay olmamalıdır.

Göz yaşlarına hakim olamayan, son haftalarda canla başla oynayan 18 yaşındaki İlker yerine haftalardır oynamayan Murat Duruer tercihiyle başlamak futbolun f'sinden anlamıyorum ben demektir. Verilen bir taktiği uygulayabilecek bir kadro yok ortada bu aşikar ancak bunun gibi bir sürü olay da Özat'ın ne kadar futbol cahili olduğunu göstermekte.

Son olarak Murat Cavcav ve Ümit Özat, bizim yaşama sevincimize bugün en büyük darbeyi vurdular. Bizim için ligin adının bir önemi yok amatöre gitsek bile tribünde yerimizi alıp bu güzel takımı destekleyeceğiz ancak bu ikili var olduğu sürece Gençlerbirliği'nin geleceği karanlık. Amatör kümeye düşeceksek İlker'in göz yaşlarıyla, Rahmi'nin teriyle yürüyelim. Özat'ın aldığı ruhsuz topçular, insan aklıyla dalga geçen tavırları, Murat Cavcav'ın iş bilmezliği bizim canımızı küme düşmekten daha çok yakan şeydir.

Eğer Ümit Özat'ın basın toplantısında söylediği şerefi, arı varsa sözünü yerine getirsin, diplomasını yırtsın ve kulübü bir daha asla gelmemek üzere terk etsin.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara