Taraflı tarafsız herkesin gönlünü kazanmış bir futbolcu Ümit Özat. Yakın zamanda formasını giydiği Almanya'nın Köln takımında oynadığı bir lig maçı sırasında bir anda yere yığılarak haberlere konu olması bütün Türkiye'nin yüreğini ağzına getirdi. Milli Takım da,Köln de , Fenerbahçe de ve Gençlerbirliğinde kısacası gittiği her takımda kaptanlık yapmış bir isim. İyi yada kötü diye futbolunu tartışmaktan ziyade kendisiyle ilgili bir kaç şey yazmak istedim. Herkes yazdı çizdi bir şekilde ama ben olaya biraz daha duygusal yaklaşacağım.
Gerçek bir kaptandı bana göre O. Her gittiği takım zaten onun kıymetini bilmiş ve bu göreve layık görmüştür. Marc Vivien Foe'nun ölümüyle nasıl etkilenmiştim hatırlıyorum ve Ümit Özat'ın haberini alınca da benim için özel bir futbolcuda olmasından dolayı çok endişelendim. Benim için özel olmasınıda kısaca açıklayayım; Senesini pek hatırlamıyorum ama daha çok küçüktüm dedemle Gençlerbirliğimin Denizlisporla yaptığı maça gitmiştik. Maç sonunda futbolcuların çıktığı kapıya gittiğimizde Ümit Özat göründü kapıdan, dedem "helal Kaptan" gibi bir söz söyledi teşekkür eden Kaptan başımı okşayıp gülümseyip otobüse binmişti. İşte o başımı okşayışı Gençlerbirliği sevgisiyle birleşince bende büyük etki yarattı. Küçük bir hareketti ama hayran olmuştum o an. Bir sene sonra Bursaspor'a kiralanıp ardından hiç sevmediğim Fenerbahçeye gitmiş olsada önemliydi benim için. Haber bu yüzden biraz sarstı beni.
Şükür ki kötü bir haber almadık fakat doktorlar futbol oynamamasını önerdiğinde, mecburen futbolu bıraktığını açıkladığı basın toplantısındaki gözyaşları sadece beni değil sanıyorum çoğu kişiyi etkilemiştir. Tek sevindiğim yan zamanında aynı sorundan dolayı Washington isimli futbolcunun sözleşmesini feshederek futbolcusuna verdiği değeri gösteren Fenerbahçe forması giymiyordu Allah'tan. Köln, Fenerbahçe'nin aksine Kaptana hakkettiği değeri verdiğini gösterdi antrenörlük kurslarına yollayıp jübilesini yapacağını açıkladı.. İşte değinmek istediğim konu bu kadar uzun yazımın sonunda başlıyor...
Yakın tarihli Radikal gazatesinde Tanıl Bora ağabeyimizin Ümit Özat ile ilgili yazısında Kaptan'ın şu sözleri geçmekte:
" Beni ben yapan Fenerbahçe ama doğduğum yer Gençlerbirliğidir."
Fenerbahçe için beni ben yapan demesi biraz kırsada beni çokta yanlış diyemem. Ama sonuçta doğduğu yeri inkar etmiyor Kaptan "Gençlerbirliğidir" diyor. Köln kulübünün Fenerbahçeye jübile için yazı gönderdiğini ardındanda Tanıl Bora'nın yazsını okuyunca heyecanlandım.
Heyecanımın sebebi şudur: İsterim ki Ümit Özat jübilesinde Gençlerbirliği formasıda giysin. Alt yapısından çıktığı, yıllarca oynayıp kaptanlığı yaptığı, doğduğu takımın formasınıda giyerek veda etsin. Köln'ün verdiği değeri takdir ediyorum ama bize verdiklerinin yanında Köln'e verdikleri çokda fazla değil Kaptan'ın. Hayatım boyunca çok küçükken bir kaleci -kimdi tam hatırlayamıyorum ismini- onun dışında bizim formamız altında veda eden hiç bir isim görmedim. Bu vedayı hakettiğimize inanıyorum. Ergün Penbe,Kemalettin Şentürk, Metin Diyadin gibi isimlere de sahip çıkmadık pek sanırım böyle değerlerin en azından kulüp binasında küçüklere o ruhu aşılamak için resimlerinin olması kanaatindeyim. Bu vedayı hakettiğimize inanıyorum ama tabii yönetiminde birşeyler yapması gerek bir girişimde bulunup sahip çıkmasını bekliyorum. Köln, Fenerbahçe, Gençlerbirliği ve Milli Takım formalarını bir maçta giydiği bir jübile hayal ediyorum. Belki çok duygusal davrandım bu konuda ama biliyorum ki Gençlerbirliği taraftarları için eski futbolcularını izlemek onların başarılarıyla gururlanmak bir gelenektir ve bu futbolcuların bir gün doğdukları takıma dönerek jübile yapmasını ister(Bu Ümit Özat olmasa bile başka bi isim akıllarda muhakkak vardır). İşte benimkide böyle bir duygusallık umarım yönetimimiz sahip çıkarda bizim formamızıda son bir kez ıslatarak futbolculuk yaşantısını sonlandırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder