11 Nisan 2010 Pazar

Biz Bursa Dedik, Bursa İstemedi!

Öncelikle 1 haftadır kolumdaki sorun sebebiyle bloga yazı yazamadığım için okuyuculardan özür dilemek istiyorum... Kolumun ağrısı sebebiyle tek el ile yazı yazmak oldukça zor olduğu için benim açımdan maç öncesi yazısı ve Salı günleri yayınladığım "Bir Zamanlar Serisi"ni yayınlayamadım. Herkesten özür diliyor ve anlayış göstereceğinizi düşünüyorum.

Maça dönecek olursam; bizim stadyumda turnike kuyruğu yüzünden en son geç girdiğim maç Gençlerbirliği'nin UEFA'lı dönemlerine rastgelen zamanlardı. Bu maçta da muazzam bir kalabalık yüzünden maça 18. dakika sularında girebildim. Hafta içinde 7000 bilet verilen Bursaspor taraftarlarından bizim bölümlere de girmemeleri konusunda uyarıda bulunulmuş ve girdikleri takdirde çıkarılacakları söylenmişti. Ancak Gençlik Parkı Kale arkası yani nam-ı diğer "Gecekondu" tribününün yarısı, sol kapalı, saatli kale arkasının hepsi ve maraton tribününün 4te 1i Bursasporlular tarafından doldurulmuş, giremeyenlerde çevre kafelerde maç izliyorlardı. Yani neredeyse biz deplasmandaydık. Daha önce 3 İstanbul takımına çok kapasite ayırdık ancak böylesini ilk kez gördüm. Maç ise hızlı başladı. Tribündeki insanları eğlendirecek, paranın hakkını verecek gibiydi. Aslında başladı demem yanlış olur. Benim girdiğim sıralarda karşılıklı ataklar vardı. Bizim ataklar biraz daha zayıf kalırken Bursa'nın ataklarına karşı eski Bursaspor'lu Serdar çok başarılı işler yaptı.
2. yarı ise işler değişti ve bizim takımın basireti bağlanmış gibi hata üstüne hata derken zorla gol yemeye çalışan bir görüntü içine girdik. Serdar bu anlarda çok fazla ön plana çıktı. Yenilmediysek Serdar sayesindedir. Ne Bursaspor gibi bir takıma, ne kendi takımıma laf diyemem, şaibeli konuşmam, böyle birşey de olsun istemem ancak bir ara ciddi ciddi maçı sattığımızı düşündüm. Bursa hakkıyla kazansa, şampiyon Anadolu'dan diye eyvallah der geçerdim ancak hal vaziyet böyle olunca kan beynime sıçradı, benim gibi düşünen taraftarlarda yuhalamaya başladı Gençlerbirliği'ni. Tek varlık gösteren isim kalecimiz Serdar'dı tebrik ediyorum, Bursalılar ne kadar sevmese de karakterli bir oyun oynadı gerçekten. Tozo defansta çalıma girmeye kalkar, Kahe ilk kez top görüyormuşcasına ayağının altından pas kaçırır, Sandro boştaki adama inatla top atmaz, Hurşut rakibe pas verir, Mustafa Pektemek önünden geçen topa hamle yapmaz. Bursa'ya ciddi anlamda maçı vermeye çalıştık ancak Bursa gerçekten çok garip bir şekilde geri çevirdi bu lütufları. Maçı sattık diyemem, kimsenin günahına girmek istemem ancak bu kadar saçma oyunumuzla Bursa'nın bizi duman etmesi gerekirken oldukça cömert davrandılar.
Bursaspor'un ilerde basarak bize defanstan dahi top çıkartmama taktiği çok başarılıydı gerçekten ancak sorun Ozan İpek'in yokluğu muydu bilinmez hücumcuları gol atmayı beceremediler. Gelen ikramlar geri çevrildi. Çevirilmeyenleride Serdar kurtardı. Bursaspor bu oyunla zor şampiyon olur gibime geliyor, bende ikinci yarı oynadığımız oyundan utanıyorum açık konuşmak gerekirse. Bursa'yı üzdük ancak bundan sonraki maçlarında başarılar diliyorum. Umarım Şampiyon Anadolu'dan çıkar ki Bursa, Gençlerbirliği'nden sora şampiyonluğu isteyebileceğim ilk takımlar arasındadır.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara