19 Temmuz 2009 Pazar

Transfer Dedikoduları...


Hazırlıklarını İsviçre'de sürdüren takımımız yarın İsviçre'nin eski efsanelerinden biri olan Neuchatel Xamax ile kampın son maçına çıkacak ve Ankara'ya dönecek. Şu ana kadar ne kadar çok dişli takımlarla maç yapmasakta farklı galibiyetler yine de umut verici. Gerçi yaptığımız en önemli maç Steaua maçı ve berabere kaldıysakta takımın sahaya yayılışını ve paslaşma becerisini beğendim. Ancak hücum hattının zayıf kaldığını söylemiştik. Teknik direktör Thomas Doll stopere de ihtiyaç duyduğunu söylemiş. Sporyolu.com adlı internet sitesinde İtalyan bir forvet ve stoper adaylarının kimler olduğu yazıldı. Site yerel olunca ve Atilla Türker gibi bir ismi barındırdığı için haberin yüksek ihtimal doğru olabileceğini düşünüyorum.


Labinot Harbuzi transferi bütün basında yayınlandı. Kesin bir transfer gibi gözüküyor ancak oyuncunun Ocak ayında mı yoksa sezon başşında mı takıma katılacağı konusu hala belirsizliğini koruyor. Sezon başında gelmesi bizim için hayırlı olacaktır, sadece bizim için değil Malmö takımı içinde hayırlı olur. Çünkü bizimle sözleşme imzalayan bir oyuncu gideceği kesinleşmişken takımına ne katabilir muallaktır. Ses seda çıkmıyor şimdilik sanırız verilen cüzi bonservis bedeli kabul edilmedi veya uğraşılıyor kabul ettirmek için. Bu transfer ile defans ile forvet hattında top taşıyacak ismi bulmuş olacağız. Tabi menajerlik oyunlarından tanıdığımız Harbuzi gibi oynarsa.


Sıra haberi yapılan futbolcularda. Önce İtalyan forvetten başlayalım. İtalyan milli takımında oynamış bir isim denildi. Herkes merakla beklerken açıklanan isim Massimo Maccarone oldu. Milan altyapısında eğitim görmüş 1998 de Milan da profesyonel olmuş ancak hiç forma giyemeden başka takımlara kiralanmış bir futbolcu. 2000-2002 yılları arasında formasını giydiği Empoli de 68 maçta attığı 26 gol ona hem milli takımın,hem de İngiliz Premier Ligi takımlarından Middlesbrough'nun kapılarını açmış. İtalya milli takımında sadece 2002 senesinde 2 kere forma giyebilmiş ve hiç gol atamamış. Ümit milli denilen U-21 kariyeri ise daha parlak 15 maçta 11 gol atmış. Şu sıralar ülkesinde Siena formasını giyiyor. Menajerlerin tavsiye ettiği söyleniyor ve yüksek bir rakam istenmiş, haliyle yönetim aşağı çekmeye çalışıyormuş. Son sezonunda 6 gol atan bir adam için de yüksek paralar vermeye değmez. Bu sefer yönetime hak veriyorum.


Gelelim stoper adaylarımıza. Öncelikle kulübüyle anlaşıldı denilen Roman Sartre hakkında kısa bilgiler vereyim. Lyon altyapısından yetişmiş bir isim. Lyon da sadece dört maç oynayıp başka takımlara kiralanmış. Şimdi ise Lens forması giyiyor. 32 maçta 4 gol atmış bu geçtiğimiz sezon başında transfer olmuş Lens takımına Sedan'dan. 3 sezon formasını giydiği Sedan takımında da 89 maça çıkmış 5 tane de gol atmış. Gol atmasından ziyade tabiki bu kadar çok fazla forma giymesi değişilmez bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Fransa 15 ve 17 yaş milli takımları formasını giymiş. İyi bir isime benziyor ancak kesin birşey yok tabi şimdilik.


Diğer bir isim Steaua Bükreş'li Ghionea. 30 yaşında biraz yaşlı bir isim. 13 kez Romanya milli takımı formasını giymiş. Bükreş ekibinin de ilk 3 sezonunda ortalama 26 maça çıkarken,son iki sezon çok daha az maça çıkmış. Toplam 7sezonda 117 maçta görev almış. Milli takımlarda 1, Bükreş ekibinde 2 gol atmış. Yine de tecrübesi ile yararlı olabilir. Avrupa kupalarında 39 maça çıkmış tecrübesini böyle de özetleyebiliriz. El Saka 33 yaşında yakın zamanda çok yaralı olmuştu, Sorin Ghionea da böyle bir etki yapabilir.


Ve son iki isim Thomas Doll'un istediği Almanya'dan tanıdığı adamlar. İlki Fildişili Steve Gohouri. 28 yaşında diğer isimlere nazaran golcü bir defans oyuncusu. Ülkesinde Yverdon isimli takımda 73 kez forma giymiş 12 gole imza atmış. Vaduz takımıyla 53 maçta 10 gol ve Young Boys takımında 37 maçta 8 gol atmış. Son takımı Borusia Mönchengladbach'ta ise 45 maça çıkmış sadece 2 golde kalmış. 2 kez Fildişi Sahili formasını terletmiş ve çok ilginç biçimde bu iki maçta toplam 3 golü bulunuyor. Gittiği takımlarda giydiği forma sayısı onunda vazgeçilmez bir isim olduğunu gösteriyor. 1.89 metrelik boyuyla da dev bir isim. Diğer savunmacı Alman Bastian Reinhardt ise en sönük isim. Yaşı 34 ve bence ne kadar El Saka da o yaşında bize ilaç olduysa da gereksiz duruyor. Ancak kariyerinde ki takımlarda çok sık başvurulan bir defans elemanı. Hannover 96 takımında 3 sezonda 58, Arminia Bielefeld takımında 99 kez, son takımı Hamburg da ise 131 maça çıkmış.


Forvet konusunda yorum yapmakta zorlanıyorum. Son sezonunda 6 gol atmış bir adam ve bize göre yüksek bedelle gelecek. Yerine daha iyiside bulunabilir tabii. Defans konusunda ise Sartre ve Gohouri ismi beni en çok heyecanlandıranlar. Sartre'nin kulubüyle anlaşıldı deniyor, Gohouri'yi ise Teknik Direktörümüzde tanıyor ve isityor. Bu iki isimin gelmesi yararlı olur diye düşünüyorum. Rumen Ghionea da alternatif olarak, tecrübesi ile de iyi bir isim olarak gözüküyor. Tek alınması anlamsız duran Hamburglu Reinhardt. Umarım bu haberler doğrudur. Transfer sezonu bittiğinde hiç bir isim almamakta beklenen bir haraket yönetimden neticede. Kısa bilgilerle gündemimizdeki isimleri tanıtmaya çalıştım. Yönetim bu gerekli bölgelere transferleri gerçekleştirirse beklentileri yükseltmiş olur.


Uyutma haber olması mümkün bir durum tabi. Planlanarak oyalama taktiği yapılmış olabilir. Kayserispora kaptırılan Troisi'de hala bir gelişme yok, saman alevi gibi parlayıp söndü yönetim. Aklımı kurcalayan da bu durum zaten. Bakalım ilerleyen günler neler gösterecek.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara