Ankara takımları ligin bitimiyle sınıfta kaldılar. Hacettepe'nin düşmesi diğerleri için bir gözdağı oldu. Az daha Gençlerbirliği'ni de uğurlayacaktık ki başka takımların eline bakıp kümede kaldık. Koskoca 34 hafta deyim yerindeyse yatan Ankara takımlarının hali ortada ve bu neredeyse 3-4 sezondur böyle gidiyor. Defalarca düşmekten kurtulan takımlarımız, taraftarından defalarca uyarılar alan takımlarımız ne yazık ki bir türlü akıllanmadı.
Bizi bu sene düşmekten kurtaran takımlardan hemşehrimiz Ankaragücü yeni sezona girerken akıllanır gibi gözküyor. Salı(yarın) günü İngiltere milli takımının forveti Darius Vassell'in Ankara'ya geleceği, taraftarında Esenboğa'ya akın edeceği konuşuluyor şu aralar. Bunun dışında Ukrayna milli takım oyuncusu ve Ukrayna'da yılın futbolcusu seçilmiş bir isim olan Nazarenko'nun işinin de bitmek üzere olduğu haberleri dolanıyor. Galatasaray'ın ısrarla isteyip alamadığı Maniche bile eşi ikna edilebilse gelecek konumda. Bütün bunlar tabi ki Ankaragücü başta olmak üzere Ankara futbolu için de çok güzel haberler. Ancak bu oyuncular madem alınabiliniyordu bunun için illa 100 yıl beklemek mi gerekliydi? Yıllarca taraftarı kanser ettikten sonra böyle transferler yapmak ölüm döşeğideki hastayı canlandırmak için mi? Yataklara düşürmeden evvel bu hastaları böyle transferler yapsaydınız ya neden bu kadar geç kaldınız? Adam olundu mu, akıllanıldı mı? bilinmez. Haberler çok güzel duruyor. Gerçekten büyük transferler ve alınırlarsa gerçekten büyük başarı ancak bu kadar sene takım bu hallere koyulduktan sonra bu transferleri yapmak için illa özel bir gün olmasını beklemek yine de adam olmaz bizden dedirtiyor insana. Yine de Ankaragücü'ne hayırlı olur umarım transferler gerçekleşir de kötü günleri bir daha yaşamazlar.
Ne yalan söyleyim Ankara futbolu adına sevinsemde bir Gençlerbirliği taraftarı olarak ezeli rakibimizin böyle transferler yapması beni kıskandırmadı değil. Sürekli yazdım, orada burada, dost muhabbetlerinde söylemişimdir, takıma zamanında Babangida nasıl kazandırıldıysa öyle futbolcular tekrar kazandırılmalı diye. Şimdi dediğimi Ankaragücü yapıyor. Gerçi transferler kesin değil hepsi bir söylenti olarakta kalabilir ancak şu ana kadar başkanımız İlhan Cavcav'ın transfer dönemini seyirci olarak geçirmesi üzüyor beni. Ankaragücü'nü geçtim hiç bir özel gün olsun diye beklemeden Süper ligde bizim kadar köklü olmayan Kayserispor, Paris Saint Germain takımından Pancrate gibi isimi getiriyor. Stadı yeni, antreman tesisleri ise yeni yapılıyor. Bizim ise herkesin hayran olduğu tesislerimiz var ancak 1. sınıf topçuların zor gördüğü tesislerimizi 2. sınıf yabancı topçular kullanıyor. Nakit para konusunda en rahat takım konumundayken, borçsuz nadir kulüp durumundayken, eee elimizde üst sınıf tesisler varken biz neden böyle isimler getirmiyoruz. Ne duruyorsun helva yapsana şarkısı gibi oldu ama çoğu kişinin bana hak vereceğini düşünüyorum. Bu yeni anlaşılan bir gerçek değil sonuçta, yıllardır diyoruz. Diyoruz ya neyi bekliyoruz biz de mi böyle isimleri 100. yıla saklıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder