Pazar günü dediğimiz üzere İstanbuldaydık. Biraz geç oldu bu yazı için fakat bende kendime yeni yeni geliyorum. Kendimizi nedense ateşe atmaktan çok hoşlanıyoruz. Lige heyecan katmak için mi uğraşıyoruz acaba bilemedim? Biraz maç öncesi izlenimleri aktarayım:
Açıkçası İstanbula gidiş ve dönüşlerde ki yol muhabbetleri olmasa herşey iyice çekilmez hal alırdı. Gençlerbirliği’li dostlarımla, ağabeylerimle oldukça keyifli bir yolculuk geçti. Her ne kadar yenilsekte, deplasmanın güzel yanıda bu sanırım. Dağı taşı bina olan İstanbul’da çok bişey gördüm desem yalan olur. Boğaz Köprüsü dışında beğendiğim pek bir şey yoktu. Soğuk beklediğimiz Olimpiyat Stadı gayet sıcaktı. Ayrıca Olimpiyat Stadına bir parantez açacak olursak Liverpool ile Milan bu stadda nasıl maç yapmışlar dedim yalan söylemeyim. Mimarisine, çimine,koltuklarına bi lafım yok oldukça heybetli bir yapı fakat dıştan görünümü resmen inşaatı andırıyor. Almanya Allianz Arena ,Emirates Stadı, Estadio Luz bunlarda Olimpiyat kadar yeni stadlar olsada dış yapılarındaki ışıklandırmalarla boyalarla oldukça şık dururken bende Olimpiyattan daha fazlasını bekliyordum biraz hayal kırıklığına uğradım.
Neyse maça gelelim. Tutuk ve kötüydük. İlk yarı zar zor berabere bitirdik diyebilirim. İkinci yarı goller ardı ardına geldi ve bir anda 2-1 mağlup duruma geldik. Beraberlik için tam yüklenirken 3. golü de yedik. Açıkçası 1. Ve 3. gollerde Koray’ın büyük hatası olduğuna inanmaktayım. İlk golde golün sahibi Ali Güzeldal’ın üstüne geleceğine, geri geri çekilerek şut atmasına resmen göz yumdu. 3. golde ise İbrahim Akın’ı elinden kaçırdı. Geldiği ilk günlerde gittiğimiz antreman ziyaretinden beri yüzünü ne bir gülerken ne de kendini oyuna verirken gördüm. Hakkını yemeyeyim birkaç güzel maç çıkardı ama hiçbir zaman bu takımın oyuncusu olamadı Koray. Aklı hala Beşiktaşta sanırım. Mehmet Nas gününde olmayan bir diğer isimdi. Traore kendi kalesinede bir gol atarak, birkaç hatayla birlikteformsuzluğunu ortaya çok güzel koydu. Bu maçı alıp artık bir daha ki senenin kadrosunu düşünmek varken rahat nefes almayı haram gördüler bize.
Bu son haftalarda ki kritik bütün maçlarda böyle oldu. Antalya maçı, Denizli maçı, Trabzon maçı alsak bu seneyi kapatacağız dediğimiz maçlarken hep kayıplar verdik. Haftaya Hacettepe maçından umarım bir sürpriz yaşamayız. Yoksa son 3 haftalık cehennem için ateşimizi kendimiz harlayacağız… Herşeye rağmen yüreğiyle oynayan futbolcuları tebrik etmek lazım. Kahe her ne kadar eleştirilse ve oyundan alınmış olsa bile sahadaki birçok oyuncudan çok daha fazla bir şeyler yapmaya çalıştı.
Umarım bu kötü günler çabuk atlatılır. Ligde heyecan olması elbet güzel bir şey ama bu haftaya kadar bu stresle yaşamak çok zor futbolcularımız bundan ne zevk alıyor bilemiyorum ama biraz daha gayret gösterseler de motive olsalardı şu maça şimdi burada şikayetçi değil Boğaz manzarasının güzelliğinden bahsediyor olacaktım.
Açıkçası İstanbula gidiş ve dönüşlerde ki yol muhabbetleri olmasa herşey iyice çekilmez hal alırdı. Gençlerbirliği’li dostlarımla, ağabeylerimle oldukça keyifli bir yolculuk geçti. Her ne kadar yenilsekte, deplasmanın güzel yanıda bu sanırım. Dağı taşı bina olan İstanbul’da çok bişey gördüm desem yalan olur. Boğaz Köprüsü dışında beğendiğim pek bir şey yoktu. Soğuk beklediğimiz Olimpiyat Stadı gayet sıcaktı. Ayrıca Olimpiyat Stadına bir parantez açacak olursak Liverpool ile Milan bu stadda nasıl maç yapmışlar dedim yalan söylemeyim. Mimarisine, çimine,koltuklarına bi lafım yok oldukça heybetli bir yapı fakat dıştan görünümü resmen inşaatı andırıyor. Almanya Allianz Arena ,Emirates Stadı, Estadio Luz bunlarda Olimpiyat kadar yeni stadlar olsada dış yapılarındaki ışıklandırmalarla boyalarla oldukça şık dururken bende Olimpiyattan daha fazlasını bekliyordum biraz hayal kırıklığına uğradım.
Neyse maça gelelim. Tutuk ve kötüydük. İlk yarı zar zor berabere bitirdik diyebilirim. İkinci yarı goller ardı ardına geldi ve bir anda 2-1 mağlup duruma geldik. Beraberlik için tam yüklenirken 3. golü de yedik. Açıkçası 1. Ve 3. gollerde Koray’ın büyük hatası olduğuna inanmaktayım. İlk golde golün sahibi Ali Güzeldal’ın üstüne geleceğine, geri geri çekilerek şut atmasına resmen göz yumdu. 3. golde ise İbrahim Akın’ı elinden kaçırdı. Geldiği ilk günlerde gittiğimiz antreman ziyaretinden beri yüzünü ne bir gülerken ne de kendini oyuna verirken gördüm. Hakkını yemeyeyim birkaç güzel maç çıkardı ama hiçbir zaman bu takımın oyuncusu olamadı Koray. Aklı hala Beşiktaşta sanırım. Mehmet Nas gününde olmayan bir diğer isimdi. Traore kendi kalesinede bir gol atarak, birkaç hatayla birlikteformsuzluğunu ortaya çok güzel koydu. Bu maçı alıp artık bir daha ki senenin kadrosunu düşünmek varken rahat nefes almayı haram gördüler bize.
Bu son haftalarda ki kritik bütün maçlarda böyle oldu. Antalya maçı, Denizli maçı, Trabzon maçı alsak bu seneyi kapatacağız dediğimiz maçlarken hep kayıplar verdik. Haftaya Hacettepe maçından umarım bir sürpriz yaşamayız. Yoksa son 3 haftalık cehennem için ateşimizi kendimiz harlayacağız… Herşeye rağmen yüreğiyle oynayan futbolcuları tebrik etmek lazım. Kahe her ne kadar eleştirilse ve oyundan alınmış olsa bile sahadaki birçok oyuncudan çok daha fazla bir şeyler yapmaya çalıştı.
Umarım bu kötü günler çabuk atlatılır. Ligde heyecan olması elbet güzel bir şey ama bu haftaya kadar bu stresle yaşamak çok zor futbolcularımız bundan ne zevk alıyor bilemiyorum ama biraz daha gayret gösterseler de motive olsalardı şu maça şimdi burada şikayetçi değil Boğaz manzarasının güzelliğinden bahsediyor olacaktım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder