27 Mayıs 2009 Çarşamba

Son Haftaya Girerken Hala İp Üstündeyiz.


Maalesef ki oklar bir türlü hedefe ulaşmıyor. Galatasaray'a nazaran daha zor dediğim rakibimiz Sivasspor karşısında da mağlubiyetle ayrıldık. Halbuki Galatasaray maçına göre daha da rahat ve golle başlamıştık. Haftalardır defans oyuncularımızın sakatlığı sebebiyle defansımız çok kırılgan yapıda olduğu aşikar ve ardarda yediğimiz gollerde bunu çok net görebiliyoruz.


Sadece defansımızın kırılganlığı görülmedi tabii. Bu kırılgan yapının bu maçta bütün takım üstünde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Samet Hoca'nın gelmesiyle hucüm futbolunu eskiye nazaran daha iyi yapsakta duygusal bir yapıya büründüğümüzü söyleyebilirim. Gol atsakta, 2 farkla önde olsakta yediğimiz bir gol takımımızı hemen kırmaya yetiyor. Biraz mental açıdan antrenmanlarda zayıf kaldığımızın göstergesi olabilir bu durum.


Hafta sonu yerini garantilemiş umudu kalmamış Kayserispor ile karşılaşacağız alacağımız bir puan bizi ligde tutmaya yetiyor. Ayrıca Antalyaspor ile de 3lü averaj hesaplarına girmememiz içinde Antalyaspor'un beraberlik dışında her türlü sonucu bizi yenilmemiz durumunda dahi ligde tutmaya yetmekte. Yalnız bu durum yavaş yavaş beni ürkütmekte. Geçen sezon 2 hafta kala garantiledik düşmemeyi, bu sezon ise son hafta garantilemeye çalışacağız. Şayet ligde kalırsak gelecek sezon neler olacak hiç düşünmek istemiyorum. Elazığspor'dan genç diye oyuncu almakla olmuyacaktır gelecek sezon. Rakibimiz Kayserispor'un dün Habertürk gazetesinde ki haberlerde La Liga'dan oyuncu aldığını okudum ayrıca ilgilendikleri oyuncular arasında bir dönem İngiltere milli takımında da forma giymiş ve bizim milli takımımıza da gol atmış bir oyuncu olan Darius Vassell'in olduğunu okudum. Alınır alınamaz bilmem ama hedefler böyle kaliteli liglerin kaliteli oyuncuları olmalı. Sürekli söylediğim gibi zamanında Babangida transferleri gibi transferler yapmak zorundayız. Bunca yıllık tarihimize ve kültürümüze yakışmalı bazı şeyler artık. 4-5 senelik geçmişleriyle Sivasspor, Kayserispor bunları yapabiliyorsa, Almanya'da Wolfsburg tarihinde ilk kez şampiyon olabiliyorsa tamamen kendilerini büyük görmek ve buna yaraşır kadro kurmaları sayesinde bu durum gerçek olmuştur. Daha büyük takımlar (mali anlamda), bu takımların oyuncularına göz koyup alacaklardır belki, satmak istenmesede oyuncu gitmek isteyecektir belki ama yerine aynı kalitede isimlerin getirilmesi önemli. Bugün bir Fenerbahçe forma satışlarıyla Roberto Carlos'un parasını çıkarabiliyorsa, dünyaca tanınan bir isim Gençlerbirliğine geldiğinde izlemeye gelen taraftar da artacaktır, piyasaya forma sürülmesi halinde de alınacaktır. Endüstriyel futbolun gereklerini uygulamak istiyorsa kulübümüz, bu sadece genç oyuncu al yıldız yap sat mantığıyla olmaz. Hedef bakımında da, gelir bakımında da büyük düşünmeli buna göre yatırımlar yapılmalıdır.


Bu transfer konularına çok giriyorum ama ondan önce düşünmemiz gereken Kayseri maçı var. 3 puanla lige son vermek güzel olsa da 1 puan olsun bizim olsun diyorum. Ligde kalırsak sezon başı transfer politikaları seneye ki konumumuzu büyük ölçüde belirleyecektir zaten. Umarım ligde kalır ve seneye söylenenler ile yapılanların doğru orantılı olduğu bir Gençlerbirliği izleriz.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara