3 Ekim 2009 Cumartesi

Gençlerbirliği ve Rakipleri 2009-2010 Sezonu 8.Hafta


8. hafta geldi Süper Ligde. Gençlerbirliği geçen hafta kabus gibi başlayıp, şansızlıklarla biterek, 2 puanı bıraktığı haftanın ardından bir diğer zorlu rakip karşısına çıkıyor. Ankara'da arap atı misali sonradan açılan Trabzon karşısında 1 puanı aldıktan sonra, şimdi İstanbul deplasmanındayız. Rakip 7'de 7 yaparak rekora doğru koşan lider Fenerbahçe.

Fenerbahçe'ye değerlendirmesiyle başlayacağım tabii ki, hafta içinde UEFA Avrupa Ligi maçı sebebiyle Moldova deplasmanına gitti. Maçın özetini izledim ve Fenerbahçe'yi bu oyunla yakalarsak yenebiliriz diye düşünüyorum. Sheriff gibi ismi pek duyulmamış bir takım karşısında oldukça pozisyon vermişler. Bu tabii ki defanstaki açığın, sorunun göstergesi. Kahe gibi bir forvet tam açılmışken Burhan ve Mustafa'nın desteklemesiyle çok iş yapabilir böyle bir defansa karşı. Fenerbahçe kadro kalitesi ve Avrupa tecrübesiyle zaten 2-0 önde başlaması gereken bir maçta 1-0'lık skoru açıkçası zorla almış, yine kurtarıcısı kaptanları Alex. Alex bizim takımında belalısı bilindiği üzere. Geldiği ilk zamanlar varsa yoksa bize patlıyordu. Fenerbahçe her ne kadar Dos Santos, Guiza gibi isimler oynayamamış olsa da Fenerbahçe'de bahriz bir şekilde gözlenen sorunlar var. Bizim en büyük dezavantajımız deplasman takımı olmamızın yanında, Dos Santos ve Guiza'nın takıma katılacak olması, ligde cezası biten Emre'de bu maçta forma giyebilecek. Rakibin tek eksiği Colin Kazım. 8'de 8 yaparak sanırım lig tarihinde bir rekora imza atabilirmiş Fenerbahçe, bu rekorun baskılarını üstlerinde hissederlerse daha rahat bir oyun sergileyebiliriz. Manisa ve son Antalya maçlarında ki son dakika gollerini unutmamak lazım, bizimde bu son dakikada çoğu takımdan çekmişliğimiz çoktur. Tabii ki baş sırada Fenerbahçe bizi son dakikalarda yıkmayı en çok adet edinen. Özellikle Alex'e bu sebeple dikkat etmek gerek diye düşünüyorum. Aslında bizim için tablo biraz iyimser gibi olsada, ne olursa olsun rakibimiz şu an lider, yenilgisiz ve ev sahibi.

Gençlerbirliği'ne gelince, takımda eksik olarak bulunan tek isim Sinan. Sezon başından beri onsuz geldik sanırım çok eksikliğini hissetmeyeceğiz. Bunun dışında geçen maçta da belirttiğim bir korku var takımda. Bu korkuyu ben ilk yarı korkusu olarak adlandırıyorum. Çünkü ilk yarıda temkinli olarak başlıyor takım ve daha çok gol yememeye çalışıyor. Ankaragücü maçında rakip biraz daha zayıf diye atak başlayıp golü attıktan sonra maçı kendi sahamızda kabullendik. Daha sonra Trabzon karşısında maça daha defansif başladık ve konsantrasyon eksikliğindende kaynaklı bir anda 2 gol birden gördük kalemizde. Haftalar geçtikçe takımın üstünde bir yenilmeme korkusu baş gösteriyor sanırım. Bu korkunun atlatılması yenilmemizle mi mümkün olacak hiç bilmiyorum ama Fenerbahçe'yi bu kadar zayıf yakalamışken yenmemiz gerek mutlaka. Onların üstünde de bizim üstümüzde de stres maçı biraz tutuk geçirebilir. Beraberlik yine yüksek ihtimal gibi duruyor. Dediğim gibi Kahe, Fenerbahçe defansını iyice dağıtabilecek özellikte biri. Bizim defans oyuncularının daha iyi konsantre olması gerek, zira başta Alex daha sonra da vatandaşı Dos Santos oldukça tehlikeli isimler. Mustafa Pektemek ve Burhan'ın performansı maçı etkileyecek önemli faktörlerden. Tozo, Mustafa, Harbuzi üçlüsü top mücadelelerinde zayıf kalıyorlar, Emre, Lugano, Bilica gibi sert oynayan fizik gücü yüksek futbolculara karşı ayakta kalması gerek en büyük dezavantajlarımızdan biride bu.

Futbol açısından çok zevkli geçecek bir mücadele olması yönünde şüphelerim var. 4 namağlup takımdan biri bu maçta 3 takıma düşmeyebilir. Bu kadar çok beraberlik almışken, böyle bir tablo sergileyen rakiple yapacağımız mücadeleden beraberlik çıkması yüksek ihtimal.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara