5 Ekim 2009 Pazartesi

Yaktın Bizi Alex!

Korktuğum başıma geldi sonunda. Alex’e dikkat demiştim, Fenerbahçe’nin oynadığı oyunla bizi yıkabilecek tek adam olarak düşünüyordum, maalesef haklı çıktım. 8. Hafta sonunda namaglûp tek takım unvanını Fenerbahçe’ye verirken, namağlup takım unvanımızı da Şükrü Saraçoğlu çimlerinden bırakarak dönüyoruz evimize. Ankara haftası olacak diye çok umutlanmıştım ama maalesef hevesim kursağımda kaldı.

Maça oldukça temkinli bir oyunla başladık. Son 3 maçtır ilk yarıları kendi sahamızda kabul edip kötü oynuyor, ardından da ikinci yarıda değişikliklerle döktürüyorduk. Bu maçta böyle olacak dedim başta, hücuma çok çıkamayıp çok temkinli bir savunma oyunu yaptık ve 15. Dakika sıralarında belalımız Alex sahneye çıktı kalecimizin uzanamayacağı köşeye vurdu topu ve 1-0 öne geçirdi takımı. Golden sonra hücum yapmaya çalıştık ancak özellikle Mustafa Pektemek, Fenerbahçe defansının arasına atılan güzel pasları kontrol etse de Lugano ve Bilica gibi iki güçlü savunma karşısında birebir mücadelelerde oldukça zayıf kaldı. Tipik bir beraberlik mücadelesi sahaya oldukça hâkimdi. Bizim oyunumuz açısından bir değerlendirme yapacak olursam, son 3 maça göre ne kötü bir oyunlu ilk yarı ne de çok iyi bir oyun gösterebildiğimiz bir ilk yarı oldu. Orta da geçen bana kalırsa çok heyecanı olmayan ama Fenerbahçe ataklarının yoğun olduğu bir ilk yarı, Fenerbahçe’nin skor olarakta 1-0’lık üstünlüğü ile sona erdi.

İkinci yarıya klasikleşmiş bir şekilde iki oyuncu değişikliğiyle başladık. Mustafa Pektemek ve Orhan Şam oyundan çıkarken yerlerine Hurşit Meriç ve Burhan Eşer girdi. Hurşit’in girdiği dakikalar oyunumuzda müthiş bir hareketlilik oluyor artık bu çok aşikâr. 90 dakika boyunca oynayabilecek güçteyse bana kalırsa Thomas Doll, kendisini artık ilk 11 için kesinlikle düşünmeli. Çünkü bugün ilk 11’de başlayan Bilal’in de sonradan giren Burhan’ın da katkısı birbirinden farklı olmuyor bunu gördük. Bu iki ismin yerine kesinlikle Hurşit düşünülmeli ciddi ciddi. Gençlerbirliği’nde tek varlık gösterebilen adam Hurşit Meriç, bu kadar övgümden sonra anlaşılacağı üzere. Sol kanatta Gökhan Gönül ve Lugano karşısında oldukça etkili çalımlarla içeriye girip paslar verse de, son vuruşlarda ki etkisizlik maalesef sonuç getirmedi. Diğer değişiklik ise beni oldukça şaşırttı. Orhan Şam gibi savunma elemanının çıkıp yerine Burhan’ın alınması nasıl bir taktik olacağı konusunda biraz endişeye sevk etti beni. Bilal defansa çekildi bu dakikadan sonra, orada oynayabildiğini bilmiyordum açıkçası benim için sürpriz oldu. İkinci yarının başlarında çok iş düşmedi defansa, ataklarımız yoğunlaştı sağlı sollu. Harbuzi ve Cem Can’ın berbat ötesi uzaktan şutlarıyla başladı ataklarımız ancak daha sonra güzel yüklensekte Fenerbahçe gibi bir takımın defansını geçmek, zayıf oyuncularımız için kolay olmadı elbette. Ancak bu gol bulmak için yüklendiğimiz dakikalarda tam bir gol kaçırdığımıza üzülmüştük ki Alex yine çıktı sahaya ve bize karşı oynadığı 10. Maçta 8’inci golünü ağlarımıza yolladı. Bu gole rağmen oyundan kopmadık ve inatla ataklara –zayıf ataklarda olsa- devam ettik. Oyuna son koz olarak giren Sandro ile iyice hücumu düşündük ve maalesef iyice kopan oyunda 3’üncü golde geldi. Biraz Galatasaray’ın Ankaragücü karşısında yenildiği maça döndü diyebiliriz. Yoksa tarafsız gözle baktığım Fenerbahçe’nin oyununu beğenmedim. Oyuncu kalitesi ile Fenerbahçe’nin daha üstün olduğu bir maç oldu sadece ve belalımız Alex faktörünü de unutmamak gerek. Çok kötü bir oyun oynadığımızı düşünmüyorum ancak bir ara savunma elemanlarımızın çalım atmaya kalkışması çok daha kötü sonuçlara mal olabilirdi bizim için. Tozo’ya yapılan fauller çok acımasızdı ve dediğim gibi Fenerbahçe’nin oyuncularına karşı çok zayıf bir fizik kuvvetiyle mücadele ettik buda yenilmemizin etkenlerinden.
Yenilmemizin tek iyi yanı olabilir diye düşünüyorum, o da namağlup unvanımızı korumak için stresli bir şekilde maçlara çıkmayacağız artık. Yalnız bu tezimin, antitezi de bu mağlubiyet moralimizi bozarsa seri halinde gelebilecek kötü sonuçlar olarak düşünülebilir. Yine de çok bir şey kaybetmiş sayılmayız bardağın dolu tarafından bakacak olursak. Bursaspor’un arayı açması dışında diğer rakiplerimizin puan kaybettiği bir hafta oldu. Haftaya Sivas maçı biraz daha önem kazandı bizim için. Milli maçlar arasını iyi değerlendirip haftaya ki maça konsantre olmalıyız. Ancak yine de devre arasında ufak takviyeler şart bu takıma. Tabi ki alınacak isimlerin de ikinci sınıf değil oldukça kaliteli isimler olması şart.


1 yorum:

Osman Dursun dedi ki...

Bu adam altı sezondur yakıyor bizi ve biz hala önlem alamıyoruz.

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara