Yine beraberlik, yine üzüntü. Takıma sezon başında klasik bereberlik takımı deniyordu ancak 4. beraberliğimize de kaçan galibiyet yüzünden üzülüyorum. Özellikle bu maç sanırım içlerinden en üzüldüğüm maç olacak. Kendi evimizde ve yarım saat 10 kişi kalan bir rakibe karşı kaçan galibiyet olması nedeniyle çok üzücü ancak bu kadar herşey bizim yanımızda gibi de gözükse aslında maç içinde hiçte öyle bir durum yoktu.
Maça kalabalık gelmiş Eskişehir taraftarı. Takımlarını destekliyolardı ancak Beşiktaş maçında olduğu gibi bu maçta da Eskişehirspor taraftarları için karalamak istediğim şeyler var ve ayrı bir yazı yazacağım. Ama kısaca çok ayıp ettiler ve okuduğum şehirden bu kadar soğutacak kadarda ileriye gittiler. Bizim taraftarlar güzel oyun ile beraber yeniden tribünlere iyiden iyiye dolmaya başladılar. Özellikle bu maçta kaçan galibiyete yanmamın bir diğeri nedeni de bu güzel taraftar topluluğunun takımına yaptığı destektir. Ayrıca tribün içinde bize yakışır bir şekilde yapılmış haraketler vardır ki en çokta bu yönden sevindim ve Eskişehirliler yada başka takımlar ne kadar kalabalıkta olsa taraftar olarak, ateşli de olsa, bir Gençlerbirliği taraftarı kadar kültürlü ve centilmen olamayacağına inanıyorum. Bu arada Eskişehirlilerin ilk başta yaptığı ayıptan sonra olsa da karşılıklı olarak üçlü çekildi ve dedim ki işte tribün rekabeti böyle olmalı. Bizim üçlümüze karşılık, onlar bizi bastırmak istercesine bir üçlüde bulundular ancak tam bitirecekleri sıra bizim başladığımız ikinci bir üçlüyle daha gür bir şekilde bastırdık seslerini. Gençlerbirliği'nin taraftarı yok diyenler artık "var ama bağıramıyorlar" bile diyemezler sanırım. Yavaş yavaş taraftarı yok diyenler yutacaklar laflarını.
Maçın gelelim. Maçta üstün bir oyunla başladık ki ataklarımızdan biri de 20. dakikalarda sonuç verdi ve Kahe ile öne geçtik. Bu güzel oyuna devam edip tam rakibi dağıtmak avantajı elimize geçmişken maalesef atar atmaz eski oyuncumuz Doğa'nın ayağından bir gol yedik ve bu golle bir anda Gençlerbirliği dağıldı. Bu dakikadan sonra gelen moral bozukluğuyla, Eskişehirspor üstün bir oyun oynamaya başladı. Nitekim bu baskılı oyunu kendi sahamızda kabul etmeye başladıkça, ilk yarı tam bitecek derken duran top organizasyonundan golü yiyerek mağlup duruma düştük. Yalnız gol vuruşundan önce sanırım Ümit Karan'ın eli değdi topa ve maalesef hakem herşeyi olduğu gibi bunuda görmezlikten geldi. Eskişehirspor, ayak topu oyununu eli kolu fazlaca karıştırarak oynadı bu maç. Gerek topa gelen eller, gerekse oyuncularımıza dayak atarcasına el kol vurmayla oldukça serttiler ve hakemde bütün bunları görmezden geldi. Maçın ikinci yarısı, sahada yeniden kazanmak için çıkmış Gençlerbirliği vardı. Yalnız ilk yarıda çok aksayan Tozo, Thomas Doll tarafından görülmüş ve birazda taktikte oynamaya gidilerek Hurşit oyuna alındı. Hurşit'in sol kanata geçmesiyle, o bölgede oynayan Mustafa Pektemek'te forvete geçti. Baskılar arttıkça arttı ve sonunda çok güzel bir hücuma ikinci kez imza atmak üzereyken artık hakemin bile görmezden gelemeyeceği bir faul yaptı eski oyuncumuz El Saka, Kahe'ye. Bu kararda bile insaflı davrandı hakem, El Saka'nın daha önceden bir sarı kartı olmasa belki atılmayacaktı ama direk kırmızı kartlık bir pozisyona hakem sarı kart verdi. Sonuçta yine atıldı ama haksız bir karar oldu. Duran toplarda oldukça zayıf olduğunu düşündüğüm takımımız bu faulün ardından kazanılan serbest vuruşu Kahe ile gole çevirdi. Bu dakikadan sonra kapanan Eskişehir defansını açmak için çok uğraştı takımımız. Uzun süreli sakatlıktan çıkan Sandro Aykut'un yerine oyuna girdi. İyice hücum yapmaya çalışan ekibimiz yine de aradığı golü bulamadı.
Oyuncuların bireysel performasnlarına göz atacak olursam sahanın en iyisi Kahe idi. Defans hattında Radeljic'in son dakikalarda yaptığı hata pahalıya mal olabilirdi ama savurmayı başardık. Orhan hücuma verdiği destek giderek artıyor ve gittikçe Sergio Ramos'u -saçlarıyla da :)- andırıyor. Kaleci Serdar'a goller dışında bir pozisyon geldi onuda başarıyla kurtardı, ayrıca yan toplarda oldukça etkiliydi. İlhan defansın en iyi ismi olarak öne çıktı. Bunun dışında Tozo oldukça kötü bir oyun oynadı. Bunun dışında Harbuzi'de bu sefer çok etkili değildi. Çok teknik hareketlerle göze güzel bir futbol oynasada, çok bitsede gitsek havasında biraz ciddiyetsiz sayılabilecek bir oyun oynadı. Hurşit oyuna girdiği ikinci yarı birebir hareketleriyle çok etkiliydi. Sürekli aynı tarz çalım atsada hepsini yedirdi rakibe tabir-i caizse. Çok kıran kırana geçen zevkli bir maçtı dediğimiz gibi ancak galibiyeti kaçırdığımızı tekrar söylemeliyim. Maç bitiminde sevinen Eskişehirli oyuncularda bunun kanıtı olarak gösterilebilir. Haftaya "Başkent Derbisi" var bakalım bu sonuçlar umarım takımın moralini bozmaz. Biraz daha hırsa morale ihtiyacımız var sanıyorum.
Maçın Adamı: Kahe
Maçın Hareketi : Kahe'nin ikinci golden sonra bize koşup tribünü coşturması
Maçın Kaybı: Doğa Kaya (Bizim altyapımızdan çıkan bir oyuncunun yaptığı çirkin hareketler yüzünden)
Maçın Golü : Doğa Kaya'nın attığı Eskişehir'in ilk golü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder