13 Ekim 2009 Salı

"Futbola Dair" Panelinden!


Eskişehir'de Tepebaşı Belediyesinin düzenlediği "Kum Futbolu Basın Kupası Turnuvası" kapsamında gerçekleştirilen "Futbola Dair" başlıklı söyleşiye katıldım 2 gün evvel. Konuşmacı olarak davet edilen isimler ise hem futbol, hem üniversite profesörü, Eskişehirspor'un efsane ismi Fethi Heper, gazeteci Osman Tanburacı, eski hakemlerden Serdar Tatlı ve Ali Aydın idi. Eskişehirli hakem Hakan Sivriselvi ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın emekleri büyük, öncelikle teşekkür etmeli böylesine güzel bir organizasyona imza attıkları için kendilerine.

Şehir Eskişehir, konuşmacılarda hakem ağırlıklı olunca konu genellikle Eskişehirspor ve Türk hakemleri üzerineydi. İlk soru Anadolu takımlarının ulusal medyada İstanbul takımları kadar neden konuşulmadığı üzerine geldi. Osman Tanburacı'ya yöneltilen sorunun cevabı bildiğimiz gibi oldu;

"Bu bir para işi, rating işi, Galatasaray'ı bırakıp bir Anadolu takımını tartışmaya başlayınca rating düşüyor dolayısıyla bizim maaşımız düşüyor" diyerek samimi bir cevap verdi. Zaten panel boyu sempatik tavırları ve esprileriyle oldukça sempatik gözüktü Tanburacı.

Asıl değinmek istediğim isim Ali Aydın. Hakkında anlatılanlar ve konuştuklarını duydukça hayran kaldım. Türk hakemlerinin tartışıldığı sırada söyledikleri oldukça içten ve samimiydi. Baya dolu olduğu anlaşılıyordu sesinden. Hakem hataları sorulduğunda yoğun bir şekilde, oturduğu yerden tekrar tekrar izleyip yorum yapan Erman Toroğlu eleştirisi yapıldı. Ali Güneş'in Galatasaray maçında topu elle kesmesi hakkında yaptığı yorumda "hakem hatalı da olsa, o oyuncu çıkıp maçtan sonra evet o pozisyon penaltıydı demeyecek. Bu sahte delikanlılıktır. Delikanlıysan dürüst olacaksın ya hiç yapmayacaksın o hareketi yada yaptığın hatayı anında söyleyeceksin. İnsanlar böyle adamların yaptıkları hataları maçtan sonra söyleyince hemen inanıp suçu hakemde buluyorlar. Hakemlere güven yok" dedi. Ardından benim sorduğum soruda İstanbul takımlarının maçlarında etkilenme durumlarını hakkında konuşmaya başladı.

"Böyle bir şey kesinlik yok ancak hakemler stresli. Her maç öncesi ne zaman hata yapacağım?, kim eleştirecek?, MHK ne diyecek? gibi onlarca soruyla boğuşuyor. Kafaları rahat değil böyle ortamda maç yönetmek çok zordur maalesef" dedi.

Ardından gelişen sohbette çok samimi bir açıklama yaptı. "Şu anki MHK gelmiş geçmiş en kötü MHK'dır" dedi. "Hakeme bin bir türlü laf ediyorlar, çıkıp hakeminin arkasında duracağına, maç vermeyerek cezalandırıyor" deyip oldukça dolu olduğunu belli etti bu konuda. Daha bir sürü eleştiri, bir sürü farklı sorular, anılar anlatıldı ama hepsini yazmaya kalksak roman yazmaya başlarız. Eklemek istediğim son olay ise Serdar Tatlı'nın salondaki kameraları kapattırıp, ısrarımız üzere türkü söylemesidir. Oldukça keyifli bir söyleşiydi, emeği geçenlere tekrar teşekkür etmek gerek.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara