13 Mart 2010 Cumartesi

Beraberlik? İyi Diyelim İyi Olsun!

Uzun zaman sonra korkak futbolumuzdan puan çıkarmayı başardık. Rakip Fenerbahçe diye yine sahaya sürülen kadro korkaktı. Mustafa Pektemek ileride yalnız bırakılmış, ona destek sağlayabilecek bir Sandro, bir de Harbuzi vardı. Orta alanda Tozo, Vranjes, Cem Can üçlüsü defansif ağırlıklı futbolun habercisi oldu. Buna karşılık yedekteki isimlere bakıldığından, Kahe, Hurşut ve Burhan üçlüsünü gördük. Yedeklerin hali bile takımın oyununa ipucu verdi. Fenerbahçeli futbolcularda hiçbirşey yok. Korkak oynamasak 3 puanı çıkarabileceğimiz bir maçtı, bu kadroya rağmen! Son dakikalarda verilen istatistiklerde Fenerbahçe şutlarda 7'de 0 çekerken biz 6da 2 isabet ile oynuyorduk. Cem Can'ın Harbuzi'nin kaçan şutları içimizi eritti. Hurşut olsaydı farklı olurdu demiştir diye tahmin ediyorum Gençlerbirliği taraftarları.

İlk dakikalarda Fenerbahçe'nin de Deivid'le kullanamadığı bir pozisyon vardı. Hatayı genç oyuncumuz Mahmut Boz yaptı. Bir kaç hatası daha atak yememize neden oldu ama toparladık. İlk dakikalarda çok acemi bir oyun sergiledi Mahmut. Ancak ilerleyen dakikalarda yaptığı soğukkanlı hareketler 40 yıllık süper lig topçusunu andırdı bana. Gerçekten maç bizim adımıza çok fark yaratan bir isim yoktu ama bana göre maçın adamı genç yaşına rağmen böylesine savunma yapan futbolcumuz Mahmut Boz(bkz.aşağıdaki resim) idi. Bunun yanında Tozo uzun süre forma şansı bulamadığından olsa gerek(!) bir türlü topu ayağından zamanında çıkarmadı. Topla nikahlanmış gibi görüntüsü vardı. Onun dışında Harbuzi'de pas konusunda çok etkisizdi. Sandro'ya alıştık artık varlığıyla yokluğu bir bizim için. Kahe olmayınca Mustafa Pektemek zayıf kaldı. Orhan Şam ise ruhsuz görüntüsünü terketti bu maçlık, umarım daha iyiye gider.
Fenerbahçe'nin puan kayıpları yüzünden stresli olması, bizimde 8 haftadır kazanamamamız maçın gerginleşmesine sebep oldu. Hakem Orhan'a gelen dirseği görüp söylemeyen 4. hakeme kızdı zaten. Onun dışında kartlar bize biraz daha rahat çıktı gibi gördüm. Emre'nin Tozo'ya yaptığı 3 hareketi görmeyen hakem, Vranjes'e yaptığı hareketten sonra sarı kartını çıkardı. Ama bize gösterilen kartlarda haklıydı, doğru tespitlerdi. Serdar'ın Thomas Doll'dan aldığı taktikle vakit geçirme çabaları benimde hoşuma gitmiyor. İtici yapıyor takımımızı, Gençlerbirliği güzel futbolun temsilcisidir, bu bağlamda bir daha görmeyiz umarım diyorum bu tarz vakit geçirmeleri. Thomas Doll'u son haftalarda bu taktiği yüzünden eleştiriyordum ama bir yandanda ligdeki konumumuz yüzünden acaba yanlış mı yapıyorum diyordum. Maç sonu Rıdvan Dilmen'in Ertuğrul Sağlam - Doll karşılaştırması oldukça başarılıydı. Kadro kalitesine değinen Doll'u eleştirip Sağlam'ın geride olduğu maçlarda bile hücum oyuncusu sokmasını örnek vererek risk almadan olmaz demeye getirdi. Tespit doğru ama bir yandan Gençlerbirliği'ni izleyen biri olarak bizde risk almaya gelmiyor diyebiliyorum.

Tatsız maçtı. Bana kalırsa puan alabilirdik ama beraberliğe yattık. Genede bardağın dolu tarafından bakıp Bursaspor'un ekmeğine yağ sürdük diyebiliyorum. Ayrıca Sivas maçıyla başlayacak galibiyet serilerimiz için bir toparlanma puanı olur inşallah diyebiliyorum. Bu takımın biraz daha kaliteye ihtiyacı var diyerek Cavcav'a seslenelim. Seneye bakıyoruz artık, puan tablosu bunu gösteriyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara