9 Kasım 2009 Pazartesi

Bir Bursa Hikayesi

Cuma günü okulda dersim biter bitmez Eskişehir otogarına doğru uçarak gittim. En erken saate bulduğum otobüs ile Bursa'ya doğru yola çıktım. Saat 15:00 civarı Bursa'ya indim. Şehir çok güzel, 96 numaralı otobüs ile stada gittim. İlk iş biletimi almak oldu, ne olur ne olmaz, o kadar yol tepmişiz birde dışarıda kalmayalım dedim son dakikada. Daha sonra tek başıma bir şehir turuna çıktım. İçimde formam var ancak başka bir şey daha giyindim formamı kapatacak. Neden böylesine tırstığımı şehri bilen insanlar anlamıştır. Maç günü maça giden gitmeyen herkesin üstünde Bursaspor polarları, formaları, atkıları. Kızı, erkeği hiç şaşmıyor. Bu sıraya kadar tabelaları takip ederek bir iki park ve türbe ziyaretinde bulundum. Saat 18:00 civarı Ankara'dan yola çıkan arkadaşlarımın Bursa'ya vardığı haberini alınca yanlarına vardım ve formalarımızla, atkılarımızla dolaşmaya başladık Bursa sokaklarında.
Oldukça rahat dolaştığımızı, Bursalılara teşekkür ederek belirtmek istiyorum. Maç öncesi gezerken şehirde, hemen hemen her Bursasporlu taraftar hoşgeldiniz diyerek selamladı bizleri. Hatta yaptığımız sohbetlerde "başka takım taraftarı aramızda bu kadar rahat dolaşamaz" diyerek bizi sevdiklerini söyleyenler oldu. 2 sene evvel ki Türkiye Kupası finalinde yanyana, omuz omuza tezahürat yaptığımız günler onlarında hala akıllarındaydı. Zaten arkadaşlarımın otobüsünü sağolsun Bursaspor'un tribün lideri Selim Bey karşılamış ve hoşgeldiniz diyerek samimiyetlerini göstermişler. Bu arada yediğimiz et dönerinde güzelliğinden bahsetmeden geçemeyeceğim.
Derken stadyuma girdik 60 civarı taraftarımızla. Neşeli bir şekilde takımımızı çağırdık, alkışladık. Tam bağırmaya niyetliydikki, Bursaspor taraftarı acayip bir gürültüyle stadı inletmeye başladı. Hele takımları sahaya çıkarken atkılarıyla yaptıkları şov görülmeye değerdi gerçekten. Haliyle sesimizi çok duyuramasakta takımımız bizim olduğumuz bölümde korner kullanırken tüm gücümüzle bağırarak desteklemeye çalıştık.

Maça hızlı başladık aslında, oldukça istekliydik. Bursaspor'a göre sahada daha birşeyler yapmaya çalışan taraftık. Nitekim Hurşit sol taraftan çalımlarla girip attığı şutunda, top direkte patlayınca kazanmaya inancımız arttı. Böyle bastırırken yediğimiz ani golle moralimiz bozuldu. Takım olarak tempomuzda düştü. Ataklar yedik bu arada heyecan üst düzeye çıktı. Kendi adıma yenileceğimizi düşünüyordum zaten bu golle bu maçı kaybederiz diye düşünmeye başladım iyiden iyiye. Ancak bir atağımızda Hurşit'in golü çılgına döndürdü bizi. Maçın ilk yarısının sonunda gelen bu gol umutlandırdı bizi. Devre arasında Bursa stadında çalan şarkılarla eğlenmeye başladık. Deplasmana geldik o kadar eğlenmeden gitmeyelim dedik bir yerde.
Maçın ikinci yarısı, çok kötü bir oyunla başladık. Atak yapamadan sürekli atak yedik. Özellikle Aykut'un olduğu sağ kanadımızı felç ettiler. Aykut'un dikkatsizliği 3 Bursaspor atağında ofsaytın bozulmasına sebep oldu. Bu dakikalarda gol yemememiz, bir anlamda puan koparacağımız anlamına gelmeye başladı. Derken Bursaspor açık oynmaya, bizde buna karşılık açık oynamaya başladık. Bir kaç kontratak ile, özellikle Mustafa Pektemek ile bulduğumuz atakları değerlendiremesekte, yavaş yavaş artan baskı sonuç verdi ve golü bulduk. Bu an benim çılgına döndüğüm andı. Nasıl yaptığımı bende bilemeden, kaç basamak aşağı indiğimi hatırlamadan tellere tutunmuş, çılgıncasına "gooooll" diye bağırmaya başladım. Maçın bu dakikasından sonra takım iyice geriye çekildi ve Bursaspor ataklarını izlemeye başladık. Ancak hiçbiri sonuç vermedi ve sahadan galibiyetle ayrıldık. Ayrıca ilk deplasman galibiyetim olması sebebiyle bende özel bir yeri olacak bu maçın artık.

Maç bitti yola koyulduk. Bursa stadından Çevik Kuvvet aracıyla çıkarılmamız günün heyecanlı ve değişik bir anısı olan diğer olayıydı. Ankara'da gece 4 buçukta otobüsten indik. Arkadaşlarla yeni günü tren gar'ında beklemeye başladık. Üstteki fotoğrafta , Gar'da ki üçlü bekleme koltuğunda uyuduğum sıra çekilmiş bir fotoğraftır. Ardından sabah 7'de ki ilk hızlı tren ile Eskişehir'e döndüm. Yorgun, uykusuz, sınavları başlayacak bir adamdım ama bu galibiyet hepsine değdi gerçekten. Burdan tüm gelen arkadaşlarıma sonrasında futbolculara teşekkür etmem gerek, aynı zamanda bizi samimiyetle ağırlayan bütün Bursalılara sevgilerimiz selamlarımı gönderirim.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili gençay; telörgüye tırmanıp sallanmanı unutamıyorum. Ne yazık ki bir görüntünü almak isterdim, alamadım. Çok güzel bir deplasman hatırasıydı, üstelik galibiyetle dönmek çok güzel oldu. Yazılarını büyük bir beğeni
ile okuyorum. Derslerinde ve günlük yaşamında başarılar.
Ahmet Günen.

akakiyeviç dedi ki...

Valla süper bir gezi ve süper bir gezi yazısı olmuş.Aslında gelecektim ama bu aralar dersler bayağı bi yoğun.Aklımda 20 ve 22. haftalarda Bjk ve Eskişehir deplasmanı var.Eskişehire kesin gitcem ama İnönü tam belli değil.Sen ne dersin bir Eskişehir dplasmanı güzel olmaz mı hızlı trenlerle :)

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara