27 Şubat 2010 Cumartesi

Ankaragücü Maçı Muhtemel 11'imiz!

Siyah-Kırmızı,Başkent Yıldızı

Gençlerbirliği Ve Rakiplerimiz 2009-2010 Sezonu 23.Hafta

Ankara derbisi yarın oynanacak. Ankara'da bitmek bilmeyen tartışmalar uzun süre devam etti. Ankaragücü taraftarlarının da rahatsız olduğu Yenikent ASAŞ stadından haber en sonunda geldi ve maç 19 Mayıs Stadına alındı. Maç öncesi en iyi haber bu olsa gerek. Hatta Ankaragüçlüleri sevindirecek bir haber daha var bu maç için. Ankaragücü'nün deplasman sayıldığı bu maçta alışıldık saatli kale arkası tarafı değil, Ankaragücüyle özdeşleşmiş Gecekondu kale arkası (Gençlik Parkı) tarafı ayrılmış Ankaragüçlülere. İlhan Cavcav'ın Melih Gökçek'in gönlünü almak için böyle bir uygulamaya gittiğini düşünmedim değil. Ayrıca bu tarz maçlarda iyi oyunu kim oynarsa oynasın puan alan taraf genellikle zor durumdaki takım oluyor. Hemşehri dayanışması mı, şike mi dersiniz size kalmış.

Ankaragücü'nde Vassell dışında eksik yok. Vassell'in sorunlu hali devam ediyor. Ancak Robert Vittek bu karşılaşmada ilk 11'de çıkacak bir isim. Vittek'in yanı sıra Geremi, Sapara, Rothen gibi flaş transferleri de bu maçta forma giymesi beklenenler. Bunların forma giydiği maçlarda Ankaragücü iyi sonuçlar alamasada bize karşı farklı hazırlanacaklardır. Geremi'den duygusallık bekliyorum eski takımına karşı :D. İşin şakası bu tabi ki. Ankaragücü biraz daha atak futbol oynayacak bize karşı.

Gençlerbirliği ise son haftalarda galip gelememenin verdiği stres ile defansif oyun oynuyor. Bu durum derbide de devam ederse halimiz çok iç açıcı olmayacaktır. Beraberlik kokan bir maç olur. Tabi yapacağımız hatalarla mağlupta olabiliriz. İlk maçta 2-1 mağlup ettiğimiz hemşerimize karşı o maçın ilk yarısı hariç ikinci yarıda ki kontratak ve hücum ağırlık futbolu oynamamız gerek. Harbuzi'nin isteksiz görüntüsü en sonunda Thomas Doll'u da bezdirmiş ve antremandan kovulmuş Harbuzi. O'nun yokluğunda o bölge de büyük ihtimal Sandro oynacak. Sandro'nun da formsuzluğu ayrı bir dert. Orta sahadan gelecek topları nasıl taşıyacağız forvete diye endişeler olacaktır. Zaten iyiden iyiye forvetlerde de formsuzluk devam ediyor. Tek güvencem Hurşu ile Mustafa Pektemek. Ancak gol atsa da atmasa da Kahe'nin de bu maçta kesinlikle forma giymesi gerek. Zaten zor top taşıyacağız gibi, birde ileride top tutamamak bizi kendi sahamıza mahkum eder. Thomas Doll'un durumu da yılan hikayesine dönmüş durumda ve yaptığı yatırımlar nedeniyle Ankaragücü'nü favori göstermiş. Bu durum defansif, beraberliğe yatan bir oyun anlayışı sergileyeceğimize işaret değildir umarım.

Beraberlik maçı olacağı kanısındayım. Maç 19 Mayıs'ta ancak oynayacağımız oyunun pek tat vereceğine inancım oldukça düşük. Herşeye rağmen Trabzon maçı öncesi kazanmamız şart.

21 Şubat 2010 Pazar

Renkler Gibi Skorda Berabere!

Eskişehir'de 0-0 beraberlik ile 1 puanı hanemize yazdırdık. Maç tatsız, tuzsuz oldu gol olmayınca ancak ne Eskişehir ne de Gençlerbirliği istedi 3 puanı. Tek kalan renkler gibi skorunda beraberliği oldu. Ancak söylenmesi gereken tek şey var Kasımpaşa maçından çok farklı bir Gençlerbirliği sahadaydı. En azından 3 pas ve fazlasını ardarda yapabilen şuurlu bir Gençlerbirliği vardı. Demirlere astığımız "sakin ol şuurlu oyna" pankartı işe yaradı belki de. Eskişehir bizden çok daha fazla pozisyona girdi. İlk yarının başlarında ve son dakikalarda. Son dakikada beraberliğe yatmaya çalışan görüntümüz yüzünden böyle oldu aslında. Serdar'a küfür edildi vakit geçirme çabası yüzünden ama bu Serdar'ın değil teknik direktörün isteğiydi büyük ihtimalle. Eskişehirliler kadar tribünde bizde oldukça fazla tepki gösterdik bu duruma.

Hücum gücümüzün zayıflığı bir kez daha ortaya çıktı. Biraz daha etkili olabilsek gol atmamız an meselesiydi. Kahe'nin üst direkte patlayıp dışarı düşen topu yürek parçaladı. Gözümüze çarpan durum ise takımda ki arkadaşlık ve yardımlaşma eksikliği. Mesut Bakkal döneminde de korkak oyun vardı ama arkadaşlık vardı. Yardımlaşma sıkıntısını büyük oranda yaşıyoruz.
Maçın en güzel tarafı ise Eskişehir'e tribünden arkadaşlarımın gelmesiydi. Yaklaşık 100 kişi kadar taraftarımızla oradaydık. Maç öncesi okuduğum şehir olması sebebiyle arkadaşlarıma Eskişehir'i tanıttım. Hepsi oldukça beğendi Eskişehir'i. Karşılamaya gelen Eskişehir taraftarları da maç sonunda da eşlik ederek misafirperverliklerini gösterdiler. İlk maçta ki küfürü unutturdular sağolsunlar. buradan Emre Angı ve ağabeylerine teşekkürlerimi sunuyorum. Eskişehirspor taraftarına o stad gerçekten yakışmıyor. Umarım Euro 2006 hayalleri yalan olmazda Ankara'da Eskişehir'de yeni modern ve bu şehirlere yakışır bir stadyuma kavuşurllar.

19 Şubat 2010 Cuma

Gençlerbirliği ve Rakiplerimiz 2009-2010 Sezonu 22. Hafta

Eskişehir'de 22. haftada, Eskişehirspor ile karşılaşacağız. Kasımpaşa sonrası kırılan umutlarımızda bir tazelenme yaşamak istiyoruz ancak şu an itibariyle zor gözüküyor.

Abdülhamit'in soğuk algınlığı dışında eksiğimiz yok. Maça tam kadro gelebileceğiz ancak nasıl oynayacağız büyük muamma. Kasımpaşa karşısında taraflı, tarafsız herkes galibiyet beklerken aldığımız mağlubiyet moralleri biraz bozdu. Yetkililer ise şu an için hala Yenikent mi, 19 Mayıs mı diye tartışıyor. Doll'un Almanya'ya çok sık gitmesinden doğan rahatsızlık ortamı derken, iç işlerimiz yine oldukça karışık. Futbolcular ise açıklamalarında iyi bir havada olduklarının sinyalini veriyorlar. Yenmeleri gerektiğinin farkındalar. Ancak Thomas Doll'un fark yaratcak oyuncumuz olmaması açıklaması takımı etkileyecek mi? bir de bu soru işareti çıktı bütün bu kaos ortamı yetmezmiş gibi. Oldukça karman çorman bir havadayız.

Eskişehir ise son galibiyet ile moralli ve taraftarlarının karşısında maça çıkacaklar. En kötü dönemlerinde bile taraftarlarının ateşlemesiyle iyi sonuçlar alabilen bir takım. Kasımpaşa oyununu burda da oynarsak, Es-Es, Kasımpaşa gibi beraberliğe yatacak ir görüntü sergilemeyeceğinden söylemesi ürkütücü ama fark gelebilir.

5 gündür Eskişehirdeyim. Gece yağmur yağmasına rağmen gündüzleri bahar havası var. Maçın saat 3'de oynanacağını düşündüğümüzde taraftarlar için güzel bir maç havası olacaktır. Futbolcularda oldukça güzel bir havada kıran kırana bir maç geçirebilirler. Tabii ki bu kıran kırana durumu Ankara takımlarının Eskişehir'i zorlaması yüzünden istatistiki bir olasılık olarak söylüyorum. Yarın hızlı tren vasıtasıyla bir çok Gençlerbirliği taraftarı da bu maça gelcektir. Umarız emeklerimiz ve taraftarın herşeye rağmen bu vefası karşılık kalmaz.

14 Şubat 2010 Pazar

Yine Döndük Başa!

Çileli otobüs yolculuğundan sonra Yenikent'e geldik ama 19 Mayıs'a alıştığımızdan mı yoksa gerçekten bir tatsız havası var mı analayamadık Yenikent'i. Gelen herkes maça motive olamadığından bahsetti. Kimse de ne bir heyecan, ne bir coşku. Şubat'ın ortasında kısa kollu formam ile maç seyrettiğim ender bir maçtı. Bu kadar garipliğin ortasında bekleniyordu taraftarlar tarafından. Maçtan bahsedecek olursam, bahsedecek hiçbir şey yok. Geçen seneki oyunumuzdan kesitler sunduk. Ruhsuz, cansız, sahada gezinen, oyuna sonradan girip takımı ateşleyen Hurşut bile yetersiz kaldı. Şuursuz bir oyun ve aynı Beşiktaş maçında ki gibi pozisyonsuz goller. Kasımpaşa maç boyu oyunu soğuttu. Yavaş hareketlerle ilk dakikadan beri defans yaptılar. Kalemize atakları yok ama en azından ne yaptıklarını bilince beraberlik diye geldikleri deplasmandan 3 puanı alıp gittiler. Tek eleştirim Yılmaz Vural'a olur, milli takımı da böyle yönetecekse vay halimize.
Yeni transfer Vranjes bir kaç güzel pas dışında yoktu. Ancak pres yapmayışı dikkatimi çekti. Yırtıcı bir oyuncu değil. Yenilmemizin sebebi ne olabilir diye düşününce, Beşiktaş maçı geliyor aklıma. 4 yediler dapılmışlar, bir de Thomas Doll haberleri derken takım göçmüş diyeceğim ama ruhsuz oynamaya yer arıyorlar gibi. Yine çok fazla küme düşme korkumuz olmadığından bu sene artık böyle geçsin deyip sineye çekeceğiz ancak yönetim politikası çok kötü. Derme çatma Gençlerbirliği bayraklarıyla kapatılmaya çalışılmış Ankaragüçlü futbolcuların gölgesi altında çok kötü bir havada izledik maçı. Bu durum böyle giderse kombinemi iade etmeyi ve sadece deplasmanlara gitmeyi düşünmeye başladım.
19 Mayıs'ın zemini kötü hadi ama şu stadın zemini çok mu iyiydi? Cebeci'nin zemini kesinlikle çok daha güzel. Öyle bir imkan varken Yenikent'e gitmek saçmalık. Bir lafımda tercüme hatası var veya yok, bizi her defasında Ankaragüçlü taraftarlarla kıyaslayan Doll'e, kalabalık olmak birşey ifade etmiyor anlamıştır sanırım. 25 kişi değil 1025 kişiydik ama 10 taraftarın desteklediği Kasımpaşa maçı kazanmasını bildi. 10 taraftarın yarısınıda Es-Es formalı taraftarlar oluşturdu zaten.

haydigencler.com 3 Yaşında!

İnternet sitesi ve bir taraftar topluluğu olan, benimde mensubu olduğum www.haydigencler.com sitesinin 3. yıldönümü için yemekli bir toplantı düzenledik. Geçtiğimiz senelere göre biraz sönük geçmiş olsa da eğlenceli ve sohbetin tavan yaptığı güzel bir toplantı oldu. 3 yılda yaşadığımız anıların, yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın konuşulduğu Gençlerbirliği ve futbol akşamının en önemli konuklarından biri de www.sporx.com adresinde ve kendi blogunda Ankara futbolu hakkında yazılar yazan ve daha önce köşesinde haftanın blogu köşesine konuk olduğum ağabeyimiz Tolga Özek idi. Tabii ki benim için ayrı bir önemi olduğu için gecenin en mutlu anlarından birini yaşadım. Kendisiyle yüzyüze tanışmak ve sohbet etmek oldukça eğlenceliydi. Davetimizi kırmayıp geldiği için kendisine tekrar teşekkür ediyorum.

Bütün gelen arkadaşlarıma ve ağabeylerime bu güzel gece için teşekkür ederim. 4. seneyi daha büyük ve güzel bir organizasyonla kutlamak üzere doğum günün kutlu olsun Haydi Gençler!



13 Şubat 2010 Cumartesi

Kasımpaşa Maçı Muhtemel 11'imiz!

Football Fans Know Better

Gençlerbirliği Ve Rakiplerimiz 2009-2010 Sezonu 21. Hafta

Yarın saat 14:OO'da Yenikent ASAŞ Stadında Kasımpaşa'yı ağırlayacağız. Aslında tarafsız saha gibi düşünülebilir Yenikent. Bolu'da olduğu için İstanbul ile Ankara'nın ortak noktası. Allah'tan Kasımpaşa'nın seyircisi akın peşinde değil.

Gençlerbirliği'nde Harbuzi yok. 3 hafta forma giyemeyecek. O'nun yokluğunda o bölgede yüksek ihtimal Sandro oynayacak. Sandro'nun formsuzluğu düşündürücü tabi ki. Beşiktaş maçında ki gibi hayaleti oynayacaksa çok zorlanacağız demektir. İdeal 11'imizle çıkacağız maça her zaman olduğu gibi. En büyük muamma Vranjes ve Hurşut. Serkan Çalık'ın hafif sakatlığı yüzünden umut yok. Ancak Vranjes oynayacak mı henüz bir haber gelmiş değil. Kerem'in hali ortadayken, Vranjes bir an evvel takıma yerleşmeli. Hurşut'un ise ailevi problerini halletmek için Hollanda'ya gittiğini duymuştuk. Bu durum ilk 11'de başlamasını etkileyecektir muhakkak ama kadroya da alınmayabilir antreman eksikliği gerekçesiyle. Daha önce Vranjes olmadan kör topal idare ediyorduk ama Hurşut olmazsa bizim için büyük kayıp olur.

Kasımpaşa cephesindeyse bir çıkış vardı son dönemlerde. Yaşlı kurt Cenk İşler ile döktürüyorlar. Aynı zamanda ilk Süper Lig zamanlarından beri beğendiğim Andre Moritz en tehlikeli oyuncuları. Bunun dışında bir handikapları var o da teknik direktörleri Yılmaz Vural. Şu sıralar kafasını Milli Takım hocalığıyla bozan Vural, takımı biraz boşladı gibi. Ama kendini kanıtlamak istediği için hırsta yapabilir. Tam bir bomba. Ne olacağı belirsiz ya kendi ellerinde ya da bizim elimizde patlayabilirler. Ancak yüksek ihtimal kazanacağımız bir maç.

Tekrar hatırlatalım saat 12:00'da Yenikent'e ücretsiz otobüs kaldırılacak. Atatürk Spor Salonunun önünden ve 19 Mayıs önünde bekleyecek otobüsler. Kombineler maçta geçerli olacaktır. Sadece maraton tribünü ve kapalı açılacak bütün biletler 5 lira. Herkesi bekliyoruz. Ankaragücü gölgesinden de kurtulmuş stad. Bayraklarımızla kapatılmış futbolcu resimleri. Kendi sahamızda güzel bir maç olacak inşallah.

12 Şubat 2010 Cuma

Yenikent'e Ücretsiz Otobüs

14 Şubatta oynayacağımız Kasımpaşa maçı için Yenikent ASAŞ Stadına belediye tarafından otobüs kaldırılacaktır. Bildiğimiz kadarıyla 20 otobüs kalkacak. Otobüsler tamamen ücretsizdir. Saat 12:00 kalkış saati olarak belirlenmiş. 11:30 ta hazır olmak en iyisi hatta 1 saat erken gelirseniz en azından oturarak gidersiniz. Ayakta yolcu gidecek mi emin değilim ama belediye otobüslerimiz bedava da olsa bu geleneklerinden vazgeçmezler sanırım. Eziyet çekmemek adına erken gelmekte fayda var. Kalkış yeri Ankara 19 Mayıs Stadyumu önündür.

11 Şubat 2010 Perşembe

Hurşut Sıkıntısı!


Hurşut'un ailevi problemleri olduğunu söylenmişti ve son antremanda sakat Harbuzi ve Serkan Çalık gibi Hurşut'da yokmuş. Thomas Doll'dan izin alıp ailesinin yanına Hollanda'ya uçmuş. Maçın pazar günü olması daha gelir vakit var dedirtse de açıkçası biraz korktum. Kasımpaşa maçında takımdaki yerini alamayabilir.

Hurşut'a ayrıca Rusya'dan 2 talip varmış. Ruslar 500 bin vermiş, biz 1 milyon dolar istemişiz. Yönetim hala para pul peşinde hadi para kazanında bu Hurşut olmasın abi. Madem satacaksınız 1 milyon ne ya? Türkiye'de açık artırmaya çıkarsan daha fazla fiyat veren olur. Yazdığım yazıya bak beni de kendlerine benzettiler. Ne olursa olsun satmayın artık yönetim. Hele Hurşut'u seviyoruz, hem de çok seviyoruz O'nu satmayın bari. Ya da sabah Hurşut'u gösterip, akşamında Serkan Çalık'ı verin böylesi herkes için daha iyi olur :D

10 Şubat 2010 Çarşamba

Thomas Doll'dan İnciler #4

“Ben, Kasımpaşa ile yapacağımız karşılaşmada, Ankaragücü’nün 25 bin kadar olan taraftarının stada gelmesinde sıkıntı yaşanacağını, bunun bizim takımımız için geçerli olmayacağını ve bu nedenle de 3-4 bin olan seyircimizin tribündeki yerini alacağını ima etmiştim. Bu düşüncemin yanlış anlaşılmasından dolayı üzüldüm”

Gönül almak için yaptığı açıklamada biraz daha sıvamış gibi geldi. Çok mu kötü niyetli düşünüyorum?

9 Şubat 2010 Salı

Thomas Doll'dan İnciler #3

"25 kişilik taraftar kitlemizle (Benzetme yaparak) hangi statta oynadığımız çok da önemli değil. Taraftarlarımızın Ankara'nın neresinden geldiğini tam olarak bilmediğim için 19 Mayıs ya da Yenikent'de maçlarımızı oynamamız farketmez. Ama Yenikent ASAŞ Stadı'nın zemini biraz daha iyi. Bu bize az da olsa avantaj sağlayacaktır"

Maçların Yenikent'e alınmasıyla ilgili yapılan açıklama....

Parantez içinde ki "benzetme yaparak" ibaresi iyi mi kötü yapıyor açıklamayı çözemedik ancak bir tercüme hatası yoksa, Thomas Doll krizi baş vermeye başladı. Beşiktaş haberleri, onların yalanlanması derken bir de bu... bakalım zaman daha neler gösterecek bize...

8 Şubat 2010 Pazartesi

2 Futbolcu Arasındaki 7 Fark?


http://www.haydigencler.com/ sitesi sakinlerinden, arkadaşım Can Akpınar bulmuş benzerliği ve sormuş, bir yanda Arjen Robben, diğer yanda Hurşut Meriç, resimdeki farklar değil ama 2 futbolcu arasında ki 7 fark nedir? =D

Şimdi Biz Ne Yapalım?


19 Mayıs zeminin içine eden Ortak Girişim sayesinde Ankaragücü ve Gençlerbirliği'nin maçları, Yenikent ASAŞ Stadına alındı. Ankaragücü'nün maddi sıkıntılar yüzünden mali destek veremediği çimleri, Cavcav yaptırmıştı. Bir iddiaya göre (klasspor.com'un haberi) Cavcav cimriliğinden en ucuz çimi kullanmış ve bugün bu durumun yaşanmasına en büyük sebebi vermiş. Şimdi de bizi sürgüne, Ankara'nın merkezine 40 küsür kilometrelik yola, neredeyse Bolu'ya gönderiyor. Üstüne üstlük zaten taraftarımız yok diyerek yaptığı bir gafla birlikte.


Bu gafla ilgili yazıya ziggytheking'in yorumu teşvik etti beni birazda bu yazıya. Bu durum aslında Gökçekgillerin işine geldi. Zaten ASAŞ'a taşınmak için bahane arıyorlardı, buldular ve bulur bulmaz stadyumu sarı-laciverte bürümüşler. Stadı bu kadar sahiplenen takım Ankaragücü olunca haliyle iyice sığınıtı ve deplasman takımı gibi hissedeceğiz kendimizi. Şimdi taraftar olarak ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde aklıma çok birşey gelmiyor. Daha doğrusu geliyor ama olmaz diyerek buruşturup çöpe atıyorum fikrimi. İngilizlerin futbolunu, kültürünü çok beğenirim. Ziggytheking'te İngilizlerden vermiş öreneği. Orda her zaman öncelik taraftardır. Takım böyle durumlarda zararımızı karşılaması gerekiyor. Ama gelin görün ki bizim başkanımız, 5000 tane maraton kombinesi sattığı taraftarını görmezden gelecek kadar alçalıyor. Bu adamdan hakkımızı almak için mahkemeye başvursak, haklıyken haksız duruma düşürürde donumuzu çeker alır diye korkuyorum. Kulübü buraya kadar getirirken geçen emeğini hakkını kimse inklar etmiyor ancak son dönemde yaptığı hataları, kulübü elimden alacaklar korkusuyla sürekli örtbas etmeye çalışıp daha beter hale sokuyor bizi.


Ankaragücü belediye kaynaklarını kullanıp otobüslerle götürdü taraftarını maça, ancak bize böyle bir uygulama yapılacak mı bilemiyoruz. Ayrıca bir maça gitmek için önce Ulus'a ordanda Yenikent'e toplamda 1.5-2 saatlik yolu kombineli taraftar çekmek zorunda mı? Hatta cimrilikten kırılınıp bir otobüse maksimum adam alma çabası gösterilirse vay halimize. Kaldı ki, Kızılay-Abidinpaşa gibi 15 dakikalık bir yolu eziyet haline getirebiliyor bu belediye otobüsleri. Bütün bu Ankara gerçekleri içinde oturup ağlayasım geliyor kimi zaman. Belediyemiz bir kötü adamın elinde, İki güzide kulübümüzün başında da, çok muhterem isimler var. Biri belediye başkanının oğlu, biri de yaşlandıkça ne yapmaya çalıştığını açıkçası kendisinin de bilmediğini düşündüğüm İlhan Cavcav. Ankara için gerçek zulümdür bence bu isimler. İşte bu kötü adamların yıllardır yaptıkları kötülükleri düşündüğüm sıra UltrasMovement blogunda bir haber gördüm.


Bulgaristan'ın Botev Plovdiv takımının taraftarları neredeyse bizimle aynı durumu yaşıyorlar. Bu stad konusunda değil belki ama oyuncuların takımdan ayrılması bizimle çok benzer bir durum. Tabi en büyük benzerlik yönetimsel. Taraftarlar, kulüplerinin bu yönetim altında iyice oyuncak olduğuna inanıyorlar. Artık canlarına öyle tak etmiş ki federasyona deklarasyon yayınlayarak, çok sevdikleri kulüplerinin amatör lige düşürülmesini ve armalarının gerçek sahiplerine yani kendilerine bırakılmasını istemiş. İşte marka kalitesi artmış bir ligde böyle rezil bir stadyum sorunu çekiyoruz. Kombineliyiz ama 4o km uzaklıkta bir stada sürgün ediliyoruz. Yönetim takımla ve taraftarla resmen dalga geçercesine işler yapıyor bizi görmezden geliyor.


Şimdi sorarım sizlere, bizler Gençlerbirliği taraftarı olarak ne yapalım?


Ayrıca bakınız;



ALS İçin Futbol Yazalım


Geliri tamamen ALS MNH Derneği'ne bağışlanacak olan bir futbol kitabı projesi...

Anadolu futbolunu yazan bloggerlar olarak en büyük çabamız sesimizi duyurmaksa, sadece ama sadece Anadolu üzerindeki ilgisizliği biraz olsun kırabilmekse; sadece blog satırlarından değil; sahaflardan, kitapçılardan da insanlara seslenmeliyiz. Bunun için birkaç kitap yazıldı Türkiye'de, lakin çok büyük kitlelere ses duyurulamadı, Anadolu içinse hala aynı tas aynı hamam! İlgisizlik had safhada...

Bizler, biliyoruz ki Anadolu'da büyük bir potansiyel, lakin büyük olumsuz koşullar var. Bu olumsuz koşullardan birisi de, bilgisizlik. Madem takımını destekliyorsun, madem kalemine sarılıyorsun; sen de katıl! Destek ver...

Takımına dair yazabileceğin şeyleri, insanların ilgisini çekeceğini düşündüğün yönlerini; geçmişi, bugünü ve yarını harmanlayıp yaz...

Sayfa sayısı konusunda bir kısıtlama olmamakla beraber, 10 - 15 civarı bir sayfa sayısı olursa iyi olur. Yazı konusu olarak belli bir kıstasımız yok, sadece okuyanın gözünde takımın eskiden bulunduğu ve şimdi içinde olduğu koşullar, futbolun ana şartı taraftar, oyuncular gibi futbol ögeleri canlanmalı.

Futbol bizimle güzel, futbolu güzelleştirmek de bizim elimizde!

----

Yazıları yollamak veya projeye dair bilgiler almak için adres: flagg.a@gmail.com

Twitter: http://www.twitter.com/alsicinfutbol

Facebook Grubumuz: http://getir.net/kvo

7 Şubat 2010 Pazar

Thomas Doll Haberleri Yalanmış!


Thomas Doll için çıkan, Murat Aksu başkan olunca Beşiktaş'ın başına geçeceği haberleri yalanmış. Thomas Doll'un ağzından yazılan bu haberlere çok kızdığı ve haberi çıkaran yerleri mahkemeye vereceği söyleniyor.


Bizde Beşiktaş maçının ardından bu haberi duyunca biraz fazla duygusallaştık ve nedir, ne değildir, öğrenmeden salladık biraz. Kim karıştırmak istiyor bizi? Daha önemlisi ne istiyorlar bizden? Kokusu çıkacaktır heralde. Beşiktaş'ı da ilgilendiren bu senaryoda, Murat Aksu grubundan kimsenin çıkıp birşey dememesi onların karıştırma politikaları olabilir. Bu sıralar başa oynayan Anadolu takımlarıyla çok oynanmaya başladı. Hayırlısı olsun bakalım. Hepsinin cezası elbet kesilir bir yerde.


Thomas Doll haberleriyle ilgili bakalım ne gelişmeler olacak. Ancak son yazdığım yazı biraz duygusal anıma denk geldi. Kime güveneceğimizi, bilemez olduk. Ruh hastası yapacaklar dört koldan saldırarak bizi. Yan taraftaki anketi de kaldırıyorum. Uğraşılmasın hocamızla zor bulduk zaten, hemen kaybetmek istemiyoruz.

6 Şubat 2010 Cumartesi

Thomas Doll'dan 2. Hayal Kırıklığı!!!


Beşiktaş maçında ki oyuncu tercihleri ve defansif korkak oyunu yüzünden hayal kırıklığına uğradığımı söylemiştim. Bizi yakan adam Thomas Doll oldu dedim. Derken derken, bugün 2. şok geldi. Şok derken genelleme yapmayayım, benim açımdan bir şok etkisi yaratan haber oldu bu.

Beşiktaş ile söylentisi çıkmıştı bilindiği üzere Doll'un ve bu haberleri yalanlamıştı. Önceliğin bizde olduğunu ve Beşiktaş ile anlaşmadığını söylemişti. Bugün ise çok farklı konuştu Doll ve beni ikinci kez hayal kırıklığına uğrattı. Ersun Yanal'ın Fenerbahçe ile adı çıktığı zaman bizi boşlayıp iki kupadan etmişti bilindiği üzere ve ben kendisini hep profesyonel davranamamakla suçlardım. Thomas Doll'u ise dobra ve sözünde bir adam olarak izlemiştim. Ancak sanırım yanılmışım.

Beşiktaş'ın genel kurulunda eğer Murat Aksu başkanlığa seçilseydi Thomas Doll'u Beşiktaş'ın başına getireceği konusunda sorulara yant veren Doll "Kendisiyle prensipte anlaşmıştık. Ama olmadı. Alman basınında ki arkadalara da bunu söylemiştim, ama bazı bilgileri eksik yazmışlar" demiş.


Sağol Doll, ilk defa bir teknik adamı bağrımıza bastık. İşte bu dedik. Yeniden doğuyoruz dedik. Sende satıyordun demek bizi. Yönetime sallayıp dururken, sen çıkıp vurdun bizi. Ben senin arkanda nasıl dururum ki bundan sonra. Tek diyebileceğim yapacağını yap sonra da bizi üzmeden sende çek git. Bunun adı profesyonellikse hiç birşey diyemiyorum. Bunu kendine yedirebiliyorsan, bizimle ilgilenmen gereken, bizi düşünmen gereken yerde başka bir takımla sezon sonu, sezon başı için farketmez anlaşmaya oturabiliyorsan, senin de hiç bir farkın yok artık diğerlerinden.

Bu Sefer Thomas Doll Yaktı Bizi!!

Hep taktiksel zekasını övdüğüm Thomas Doll bu sefer gerçekten bizi yakan adam olduğu kanaatindeyim. Zaten maç günlerce tartışılacağı için, yaptığımız hataları sayıp yazımı bitireceğim.

Öncelikle bu oyun 4 golü haketmiyordu. İkinci yarıda ki oyundan memnunum. Ancak bizi yakan Thomas Doll'un yanlış oyuncu değişiklikleri ve maça defans ağırlıklı kadroyla çıkması oldu. Verdiğim kadro aynen sahadaydı. Maç boyu kanat organizasyonu yapmadık doğru dürüst. İlk yarı bütün oyunumuz defans yapmakla geçti. Her zaman Gençlerbirliği taraftarları olarak bu durumdan dertliyiz. İstanbul takımının karşısına çıkınca korkak oyun oynamak is-te-mi-yo-ruz. Maçı resmen kendi sahamızda kabullendik ilk yarı boyunca. Beşiktaş forvetlerinin beceriksizliği yüzünden golü bile bir defans oyuncusundan yedik.
İlk yarının sonlarında Hurşut'u almak doğru bir hamle ancak aldığı adam Cem Can olmamalıydı. Maçta hiçbir şey yapmayan Kerem oyundan alınmalıydı. 90 dakika boyunca sahada kaldı ve doğru dürüst top ayağına gelmedi, geleni de dan dun harcadı. Ayrıca yaptığımız faullerin yarısıda kendisine ait. Hurşut'un oyuna girmesi olumlu yansıdı. Ve ikinci yarı boğduk Beşiktaş'ı. Mustafa Pektemek'in kaçan golleri, atak üstüne atak derken işlerin bir anda değişmesini sağlayan yine yanlış değişikliklerdi. Kahe'nin oyundan alınıp yerine Sandro'nun girmesi büyük hataydı. Sandro'nun da maç boyu birşey yapmamasını geçtim Kahe'nin oyundan alınması takımı kötü etkiledi. İleride top tutamayınca bir anda işler değişti ve defans oyunumuz yüzünden golleri ardarda yedik.
İkinci golde Orhan Şam'ın hatasından pozisyonsuz atak golle sonuçlandı maalesef ve o dakikadan sonra iyice dağıldık. Kerem ve Sandro yüzünden 9 kişi oynadık neredeyse maçı. Kahe'ye değinecek olursak gol kaçırıyor çok fazla eleştirilerinden sonra Kahe'nin asıl görevinin ileride top indirmek ve top tutmak olduğunu söylemiştim. Ne kadar haklı olduğumu bu maçta görmüştür çoğu kişi eminim. Kahe çıkınca ilerde tek bir top bile tutamadık. Haliyle topu Beşiktaş'a teslim ettik. Sonucunda gelen 4 gol. Kahe'nin gol atamasa bile ne kadar önemli bir isim olduğunu bir kez daha gördük sanırım.

Kerem ve Sandro dışında oyuncuların özellikle ikinci yarı performanslarını beğendim. Kasımpaşa ve Es-Es maçlarında bu kadar defansif oyun oynamayacağımızı düşünerek ve Serkan Çalık ile Vranjes'in Sandro-Kerem ikilisinin yerini alacağını düşünerek ilerleyen haftalar için ümitliyim.
Ancak 4 gol yemeyi haketmedik. Çok fazla acemi ve korkak davrandık. Bu sene için ders olsun bize diyebiliyorum ancak.

5 Şubat 2010 Cuma

Beşiktaş Maçı Muhtemel 11'imiz!

Football Fans Know Better

Gençlerbirliği Ve Rakipleri 2009-2010 Sezonu 20. Hafta


Beşiktaş ile İnönü Stadında 20. haftanın açılış maçında karşı karşıya geliyoruz. En son 2001 senesinde mağlup ettiğimiz Beşiktaş karşısında makus talihimize bir son verme niyetindeyiz.


Gençlerbirliği'nde eksik yok. Ancak tam olarak hazır olmadığı düşünülen yeni transferimiz Jurica Vranjes bu maç için kadroya alınmadı. Ayrıca sakatlıktan sonunda kurtulup antremanlara başlayan genç forvetimiz Sinan Ayrancı'da henüz hazır olmadığı gerekçesiyle kadroda yok. Beşiktaş karşısına klasik 11 imiz ile çıkacağız. Hafta içinde kanat antremanları yaptığımız haberleri geldi. Kontratak veya orta-kafa-gol deneyeceğiz büyük ihtimalle. Kontratak veya kanat oyununda en etkili ismimiz an itibariyle şüphesiz Hurşut Meriç. Ancak ailevi problemleri yüzünden antremanlarda tam verim verememiş sözde. Bu sebeple yedek başlayacağı söyleniyor. Bana kalırsa böylesi daha iyi oyunun sıkıştığı ve Beşiktaş'ın yorulduğu anda oyuna girerse sol kanadı felç edebilir Hurşut. Gerisi Kahe'ye ve ilk 11'de başlayacağı söylenen Mustafa Pektemek'e kalıyor. Kahe maça yüksek ihtimal tek forvet başlayacak ancak kanat oyunu oynayacaksak Mustafa Pektemek'in de forvette olması lazım. Kanatta orta açmakla görevli bir Mustafa çok verim vermez ama hava toplarında ki üstünlüğü ile forvette en büyük gol silahımız olur.


Beşiktaş cephesinde en önemli kayıp Mustafa Denizli. Ameliyat olan Mustafa Denizli bu maçta takımın başında olamayacak. Tayfur Havutçu ile maça çıkacak Beşiktaş'ta bu durumun ne kadar etkisi olur bilinmez ancak hafta içinde sakatlığı bulunan Ferrari bu maçta oynayamazsa Beşiktaş için büyük eksiklik olacaktır. Ayrıca gol yollarında ki sıkıntıları da bu maçta devam ederse, İnönü'den puan veya puanlar almaya çok yakınız. Beşiktaş tarafından beğenilmeyen Rüştü'yü aşmak maçın bizim açısından en zor işi olacağı kanaatindeyim.


Umarım makus talihimizi gömeriz tarihe de şöyle güzel bir galibiyetle döneriz Ankara'ya. Beşiktaşlı taraftarlar Demirören'i protesto edeceklermiş, destekleriz hatta Beşiktaş'ı yenersek Demirören'in üstünde daha bir baskı olacaktır ve bundan iyi de protesto olmaz diye düşünüyorum. Bizi desteklesinler maç boyu =D.

3 Şubat 2010 Çarşamba

Blogda Ufak Tefek Eklentiler


Blogda ufak tefek eklentiler yaptım efendim. Blogun en altında arama zamazingosu ekledim. Eğer olurda aramak istediğiniz bişeyler olursa arayın kolaylıkla erişin diyerekten.


Ayrıca sağ taraftaki aletlerin orada bir zamazingo daha var. formspring.me sitesine üye olduk. Oradan dilediğiniz şekilde, üstelik isminizde gözükmeden bana soru sorabilirsiniz. (Kampanya gibi oldu ama neyse artık) =D.


Sorularınız benimle ilgili olur, Gençlerbirliği ile ilgili olur veya herhangi birşeyle ilgili olur, farketmez. Tek ricam aklımın yeteceğini düşündüğünüz soruları sorunda ııııhhh ehemm kem küm diye tıkanıp kalmayayım. =D


İyi Okumalar, Keyifli Günler Diliyorum.
Not: Başlıktaki resmi blogum için genç grafiker arkadaşım, tribün yoldaşım, doğum günüdaşım =) Deniz Burçay Haberal yapmıştır. Beğeninize sunar, kendisine de buradan tekrar teşekkür etmek isterim.

2 Şubat 2010 Salı

Yeter Artık Cavcav, Bu Kaçıncı Gaf?


İlhan Cavcav yapacağını yine yaptın ya helal olsun. Ankaragücü maçlarını Yenikentte oynama kararı alınca, bizim başkan da bu kararı almış. Sebep bilindiği üzere miyadını doldurmuş 19 Mayıs çimleri. Buraya kadar herşey normal. Takımın iyi futbol oynaması için ben de desteklerim, herkes destekler bu kararı.

Ancaaaakk.... Sayın Başkan, bu kararı alırken "Bizim zaten taraftarımız yok. Maçlarımızı 19 Mayıs yada Yenikent'te oynamamız farketmez." diye neden açıklama yapıyorsun. Bu blogu kurmamın amacı Gençlerbirliği taraftarının olduğunu göstermek, bir kültürümüzün olduğunu göstermek bizi yok saymak nerden çıktı başkan? Sezon başı sattığın 5000 kombinenin parası kimden çıktı Sayın Başkan?


Herşeye rağmen saygı gösteriyorum, sayın diyorum ama artık İlhan Cavcav bun haketmiyor. Bu yaptığı kaçıncı gaf. Bizi görmezden geleni, bende görmüyorum artık bir kez daha İSTİFA'YA ÇAĞIRIYORUM.


Gençlerbirliği Kulübünün başkanı böyle derse, elin oğlu neler der, bir de dediklerini haklı görür.

Sonunda Vranjes İle İmzaladık!


Ara transfer döneminin bitişine saatler kala mutlu haber geldi ve koskoca transfer döneminin son gününde adam gibi bir transfer yapıldı. Werder Bremen'in 30 yaşında ki liberosu Hırvat milli Jurica Vranjes ile 1 yılı opsiyonlu olmak üzere 1.5 yıllık anlaşmışız.


Bu işi bu kadar uzatmanın manası var mıydı diye sorgulanası bir transfer ancak hiç böyle muhabbete girmeyeceğim. Ne de olsa yıllardır demekle olmuyor görüyoruz. Umarım faydalı olur diyorum. Orta alanda kuvvetli bir isim lazımdı ve bu isteğimizi tek karşılayabilen futbolcu Cem Can idi mevcut kadroda. Tozo'nun zayıf olması, dolayısıyla libero görevi için uygun olmamasını da göz önüne alırsak Vranjes transferi bu şartlar altında çok çok uygun bir transfer. Bir çok blog yazarı arkadaşımda bu bölgenin zayıflığından sözetmiş ve Tjikuzu'yu önermişerdi ancak Tjikuzu olmadı ama bir başka Werder Bremen'li Vranjes oldu.


Ligimizde bu bölgede oynayan 3 Werder Bremen görmüş isim oldu bu transferle. Eğer gidişat düzgün olursa Vranjes iyi çıkacaktır nitekim Fabian Ernst ve Tjikuzu başarılı performans sergiliyorlar, seriyi bozmamasını temenni ediyorum Vranjes'ten.
Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara