14 Eylül 2009 Pazartesi

Eskişehirspor Taraftarını Böyle Tanımadık Biz!

Bu yazıyı yazma nedenim hem tribün eleştirisidir, hem de Eskişehirliler'den hiç beklemediğim bir hareket ile karşı karşıya kalmam sebebiyle "bunu neden yaptılar?" sorusuna cevap bulabilmektir. 3. haftada Beşiktaşlıların Ankara'da yaptıklarından sonra eleştirdiğim gibi Eskişehirlileri eleştirmemem hiç objektif bir tutum olmazdı. Kendimize en yakın gördüğümüz takımlardan biridir Eskişehirspor ve taraftarları bu yüzden Beşiktaşı eleştirirken bir neden aramamıştım açıkçası. Çünkü Beşiktaş taraftarının yaptıkları çok alışılagelmiş bir durumdu, her Ankara'ya gelişlerinde çok defa şahit olduğumuz bir durum. Anadolu kardeşliğinin bahsedildiği durumlarda Beşiktaşı hiçbir zaman kendimizden görmedik zaten bu yüzden sorgulayamam neden yapıyorlar bu çirkinlikleri diye ancak maç öncesi kardeşlik sözlerinin edildiği bir ortamda, kardeşimiz dediğimiz takım taraftarları tarafından çirkince hakaretlere uğradık, sanırım bu da bana eleştiri hakkını bir nebze olsun veriyor.

Maçta bizim taraftarlarımız maratonda, Eskişehirliler ise saatli Kale arkasında ki yerlerini almışlardı. Deplasmana en çok taraftar götürme ünvanına sahip bir takımın, Ankara gibi yakın bir deplasmana az gelmesi düşünülemezdi elbet. Ayrıca çokta zevkli bir maç olacağını takımların lig performansları söylüyordu açık açık. Klasik bir sorun olan kapıların açılmaması ve zindan gibi dar alandan taraftar alınmaya çalışılması haliyle sorun yaratmış olacak ki biraz isyan etti Eskişehirliler. Bu konu da hak veriyorum. Bazı taraftarlar İlhan Cavcav'ı sorumlu tutsada bu kadar inanmıyorum, bizim başkanın sorumlu olduğuna. Eski kale arkası günlerimde ev sahibi olmamıza rağmen bizde yaşıyorduk bu lanet sorunları. Hele UEFA maçlarında ki kalabalığı hayal bile edemezsiniz. Mağara girişinden dar o rezil turnikelerden o kadar insanın rahatça girmesi beklenilemez bir durum. Neyse devam edelim efendim, bizim tribünde gün geçtikçe kalabalık ve diri olmaya başlıyor, yine öyle bir maraton vardı. Ayrıca Bursa-EsEs maçında çıkan sorunlar nedeniyle bizim yanımızda olmak isteyen bir grup Ankaragüçlü hemşehrilerimizde maça girmişti. Maç bu atmosferde başladı. Oldukça ateşli olduğunu bildiğimiz Eskişehirspor taraftarı maçın başlamasıyla seslerini duyurmaya başladılar. Tabi bizde elimizden geldiğince takımımıza destek verdik. Bu sıralarda Eskişehir tribünlerinde hareketlilik vardı. Beşiktaşlıların yanlışına düşüp önce ufak çaplı bir kendi aralarında kavga ettiler. Oysa benim tanıdığım Eskişehirliler yapmazdı böyle şeyler. Ben onları yaptıkları güzel şovlarla tanıyorum. Nereden tanıyorsun sorusuna şöyle cevap vereyim, birincisi tanımamak mümkün değil, ikincisi ben Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde öğrenciyim ve Eskişehir'i bir senedir çok yakından tanıyorum. Neyse maç devam ediyor golümüz geldi, sevinç yumağıyız, sesimiz çıkıyor oldukça gür bir şekilde. Tam sevincimiz doruğa ulaşacağı, nispet yapacağımız sıra Eskişehir golü buldu ve tribünlerde bir meşale yakıldı. Meşale yakılınca tribünlerde çok alışık olduğumuz görüntü, tabi ki polis müdahele etti. Bu konuda dertliyim, Bursa'da ki Türkiye Kupası finalinde ilk meşaleyi tutan ve müdahele gören biri olarak, sahaya atılmayıp, dozunda kullanıldığı sürece tribün renkleridir bütün bunlar diye düşünmekteyim. Arjantin lig maçları, adam öldürülmeyle sonuçlanıyor kimi zaman (özellikle River-Boca derbisi) ancak taraftarlar içeri şemsiye ile girip kareografiler oluşturuyorlar. Gerçi pankart asmanın bile binbir türlü bürokrasiye takıldığı güzel Ankara'm da meşaleye izin verilmesini nasıl bekliyorsam!

Buraya kadar bir ortak taraftar tepkisi yaptım ancak zaten çoğu şeyde bundan sonra oldu. Şimdi anlatacaklarım Eskişehir taraftarına eleştiridir. Bu meşale olayıyla bir anda sahaya koltuklar atıldı. Şimdi bu saha bizim, doğal olarak kulüp zarara uğruyor, bizim derken devletten kiralık dolaylı olarak devlet zarara uğruyor. Devlete vergi veren bizleriz, devlet bu paraları bizden çıkarıyor. Yazık günahtır etmeyin eylemeyin arkadaşlar bu ne biçim bir tepkidir. Bu olaydan sonra Ankaragüçlülere edilen küfürleri bir kenara bıraktım, aşık olduğumuz şehre, Ankara'ya küfürler başladı. Islıkladık yapmayın etmeyin diye ancak siz misiniz bunu diyen gibi bir tepkiyle karşılaştık. Tribünler inliyor:

"İ.. Gençler, İ... Gençler"

Beşiktaşlılara diyorduk, Ankara'da yaşarlar başka takımı tutarlar bir de bize küfür ederler diye. Hadi onlar İstanbul, arsız, böyle alışmışlar, kültürleri bu, seviyeleri bu ama Anadolu kardeşliği mevzusunu geçtim, kırmızı-siyah renklerin ortaklığına, kültürüne yakışıyor mu bu edilen küfür? Bu küfür haliyle kimsenin içine sinmedi, oturanlar bile kalktı -şaşırmadım desem yalan olur- hep birlikte sağlam bir üçlü patlattık. Bize karşı Eskişehirliler sağlam bi üçlü çekti, sonra yine biz bir üçlü daha patlattık. Başta ki küfür yüzünden oldu bunlar, bu yüzden ortam gerildi ama yine de amacımız takımımıza destek vermekti, ayrıca tribünler arasında bir rekabet olmalıysa böyle olmalı. Takıma verilen desteğin yanında küfürsüz bir biçimde şovlarla, ses bastırmaya çalışmalarla bu tarz rekabetlerdir futbolun renkleri. Bunlardır taraftarı, taraftar yapan diye düşünmekteyim. Maç devam etti, El Saka kırmızıyı gördü, Eskişehir koltukları yine kırmaya başladı. Üstüne birde gol yiyince iyice sinirlendiler sanıyorum. Tamam dostum gol yemek hoş değil, hele ki bu kadar sevdalı olunca insanın içine oturuyor, bizde gol yedik, biz de çok seviyoruz bunu yaşayan tek sen değilsin ki. Koltukları neden kırıyorsun. Hadi bize zararı verdin, savurup atmak niye? Birinin kafasına gözüne gelmesi yaralanması bu kadar mı umrunda değil? İnsan hayatının hiç mi bir değeri yok. Oysa ki bağırdınızda ne kadar harikasınız bunları yapmanıza ne gerek var, neden beni okuduğum zamanınım çoğunun geçtiği o güzel Eskişehir'den soğutuyorsunuz. Aklıma kötü düşünceler sokuyorsunuz. Sempatikliğinizi silip, sıradan taraftar görüntüsüne girmek ise amacınız çok başarılıydı tebrik ederim.

Bütün bu terbiyesizliklere biz ne cevap verdik birazda bunları konuşayım. Ankara'ya küfür ettiniz, doğduğumuz şehre yediremedik ıslıkladık. Belki susarsınız diye. Yetmedi bize küfür ettiniz, tek bir kötü söz söylemedik, kalktık ayağa en son sesimizle sadece sizi bastırmaya ve takımımıza destek vermeye çalıştık. Üçlü konusunda sizinle yarıştık. Ama itiraf edeyim bireysel olarak bende size hakaret ettim, ettim çünkü yaşadığı şehrin takımını tutmanın ne demek olduğunu, şehir bilincine sahip çıkmanın ne demek olduğunu en iyi bildiğini düşündüğüm siz Eskişehirspor taraftarları sadece beni değil, bir çok kişiyi şaşırttınız bu hareketlerinizle, hayal kırıklığına uğrattınız. Oysa biz ne yaptık, size sırf küfür etmek için bizim tribüne giren Ankaragüçlüleri susturmaya çalıştık, yetmedi bize yakışmaz diyerek staddan attırdılar bu insanları küfür ettiğiniz o Gençlerbirliği taraftarları. Sırf kültürümüze yakışmıyor diye yaptık, ayıptır diye yaptık, kimseye uymadık küfür etmedik, siz neden şeytana uydunuz? Hiç mi saygınız yoktu bize eskiden gelen. Buraya ASAŞ maçları için geldiğinizde biz değil miydik sizleri güzelce karşılayan, Play-Off maçlarında da yanınızdaydık hep. Bursa'da Türkiye Kupası finalinde birlikte oturmuştuk hani? Hatırlamadınız mı? Hiç mi saygınız yok bu anılara. Her şeyi geçtim size tek kötü söz bile söylemedik, şu güzel maça da mı saygınız yok?
Eskişehirspor forumlarına göz gezdirdim biraz, hala insanlığından birşey kaybetmeyerek bütün bunları eleştiren taraftarlar var. Ayrıca çok güzel özeleştirilerde bulunan taraftarlarda var. Eskişehir'e bütün bunlar yakışmadı, Beşiktaş'a gözüm kapalı derim bu sözleri ancak Eskişehir'e diyemiyorum. Umarım bir an evvel bu duruma son verirler, biz Eskişehirspor taraftarını kırmızı-siyah renklerin ağırlığını bilen, ateşli tezahüratları, güzel şovlarıyla tanıdık, koltuk kıran, küfür eden insanlar olarak değil. Yalnız bu maçta bütün bunları yaparak bize sağladığınız tek katkı, Gençlerbirliği kültürünün ne demek olduğunu herkese kanıtlamamızı sağladınız. Kendi adıma tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyorum, bu kültürü yaşattıkları ve herkese gösterdikleri için. Gençlerbirliği taraftarı az diyenlere aslında ne kadar çok olduğumuzu gösterdik, çünkü 1 Gençlerbirliği taraftarının yüzlerce başka takım taraftarına değer olduğunu gösterdik biz bu maçta.

5 yorum:

celine dedi ki...

evet gençlerbirliği maraton taraftarı çok naiftir, hiçbir zaman efendiliğini bozmaz.Geçen sene sizin ev sahibi olup da bizi 2-0 mağlup ettiğiniz maçtan sonra bizimkilerden ''bu takım düşerse sizi s....'' gibi dangalakça bağıran işgüzarlara rağmen siz hiç bir şey demeyip öylece bize bakıp manidar manidar alkışlamıştınız.o anı unutamam.

eskişehir taraftarı da bu sene başlarken herhalde yatağın solundan kalkmış , kendilerinden başka herkesten nefret ediyorlar , herkese ana bacı küfür...bursa ile evlerinde oynadıkları maçta ne kardeşimiz bursaspor taraftarını ne de ankaragücü'nün eskişehirlilerden işitmediği küfür kalmamış.halbuki onlar bize mesafe olarak yakın olduğu için ankara'da sempati beslenen bir anadolu takımıydı , senin de yazdığın gibi taraflar arası jestler de yaşanmıştı ama...

paşa gönülleri bilir , bu iş her maçta rakibin anasına avradına sövmeyle olsaydı biz her sene şampiyon olurduk.

Gençay Ergez dedi ki...

kimse duymak istemediği küfürleri karşı tarafa etmez. Ankaragücü, bizim Ankara'da ki tek rakibimizdir, ezeli rakibimizdir ama biz isteriz ki Ankara sahip çıkan insanlar olarak birbirimize destek olalım. Biraz taraftarın bilinciyle ilgili kimi Ankaragüçlü sizin gibi duyarlıyken, kimisi asarım keserim edalarında herkese küfür ediyor. Eskişehir'de de sanıyorum Süper Lige çıkmanın etkisiyle daha önce hayatında maça gitmemiş ve tribün ortamını küfür etmek sanan insanlar türedi. Bir de deplasman olunca biz çılgınız, biz ateşliyiz yaftası altında herkese küfür etmeyi mübah görüyorlar.

Emre ANGI dedi ki...

Nerde çokluk,orda bokluk diyorum bir Eskişehirli olarak.:) Bir kez daha Gençlerbirliği taraftarlarından özür diliyorum.

Gençay Ergez dedi ki...

Duyarlılığınız için teşekkür ediyorum bende estağfurullah diyorum. Sadece biraz daha duyarlı insanların öncü olması lazım bu tarz konularda biraz daha etki etmeliler, yoksa biz Eskişehir taraftarını seviyoruz.

Ventisei26 dedi ki...

Bu güzel yazı için teşekkür ederim herşeyden önce.

Maçtan önce turnikelerde inanılmaz bir yoğunluk vardı. Eskişehirsporlular olarak her zamanki gibi Ankara'ya kalabalık şekilde gittik. Ama maçın başlamasına 30 dk. vardı ve hala stad kapıları kapalıydı. Eskişehir stadının Türkiye'nin en kötü stadı olduğunu bilmeyen yoktur ama kesinlikle buna benzer bir uygulama bugüne kadar görmedim. 2000'den fazla insan bekliyor. Ortam haliyle alevlendi ve herkes sinirlenmeye başladı. Ankara'nın yakın deplasman olması sebebiyle ipini koparanda gelmişti. O sebeple sakin olanlarda sinirlendi.

Bir şekilde ezile ezile tribüne girdik. Kendi adıma konuşmam gerekirse maça 10 dk. geç girdim.

Maça G.Birliği daha atak başladı önede geçtiler. Golden sonra "apaçi" dediğimiz taraftarlar Gençler taraftarına bile küfretti. Etrafımızdakilere yapmayın etmeyin desekte dinletemedik. Karşılık gecikmedi ve Gençler taraftarıda bize küfretti.

Uzatmadan birkaç şey daha söylemek istiyorum. Ankaragüçlü arkadaşlar kusura bakmasın ama 061626 olayını kesinlikle Eskişehirsporlular başlatmamıştır. Bursasporlular başlatmıştır. Ankaragücü'ne edilen küfürler falan hepsi yanlıştır, hatamızı kabul ediyorum. Ama birçok konuda da yargısız eleştiriliyoruz diye düşünüyorum. Tribünlerdeki bu provakatörleri ayıklamamız gerektiğinide biliyorum. İnşallah en kısa zaman eski günlerimize hem tribün hem de takım anlamında döneriz.

Saygılar.
Siyah-Kırmızı!

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara