29 Kasım 2011 Salı

Yeni Lider Hacettepe!

 Bu hafta altyapı ekipleriyle ilgili son durum yazıları girince pilot takımımız olan Hacettepe'yi es geçmek yanlış olur diye düşündüm. Altyapımızdan oyuncularla kurulu kadrosuyla bir dönem Süper Lige kadar çıkıp 2 senelik macera yaşadıktan sonra bugün yine başladığı nokta olan 3. ligde mücadele veriyor Hacettepe.

Geçen seneden bu yana 3. Ligde mücadele veren Hacettepe bu sezon 14. haftanın sonunda alınan sonuçlarla liderliği devraldı. Sezona iyi başlayamayan ekibimiz son haftalarda dolu dizgin gidiyor. Geçen haftayı lider kapatan İnegölspor'un kendi evinde berabere kalması ve onu takip eden Sandıklı Belediyespor'un da tarafsız sahada oynadığı Van Belediye maçından son dakikalarda yediği gol ile aldığı beraberliğin sonucunda haftayı 3 puan ile kapatan ekibimiz liderlik koltuğuna 2 sıra birden atlayarak oturdu.

Cebeci İnönü stadında oynadığımız Elazığ Belediyespor karşısında öne geçmemize karşın üstünlüğü koruyamadığımız maçın son dakikalarında gelen gol ile 3 puanı aldık. Artun Akçakın'ın golüne cevap veren Elazığ Belediyespor karşısında 86. dakikada Tayfur Bingöl'ün ayağından bulduğumuz gol ile haftanın en karlı takımı Hacettepe oldu. 

Pilot takımımız Hacettepe oyuncularının çoğunluğu Gençlerbirliği altyapısından kiralık olarak oynayan isimler ve bu isimlerin en dikkat çeken ismi Artun Akçakın. U-17 milli takımının katıldığı turnuvada attığı gollerle dikkat çeken Artun geçen sezon A2 liginde de grup aşamalarında gol krallığı yaşamış bir isim. Bu sezon pişmesi için Hacettepe'ye kiralanan oyuncularımızdan biri olan Artun, 3. Lig 1. grupta Hatay takımı Kırıkhanspor'un 9 gollü oyuncusu Çağlar Yıldızer'in ardından 8 gol ile ikinci sırada.
Geçen hafta Kastamonuspor'u 3-2 yenen ekibimizin 2 golüne imzasını atan Artun, bu hafta da Elazığ Belediye'yi boş geçmeyerek gol sayısını 8'e çıkarttı. Hacettepe'nin yaptığı 13 maçın 13ünde de forma giyen Artun attığı gollerle de ne kadar önemli bir yetenek olacağının sinyallerini veriyor. Henüz 18 yaşında ki yıldız adayının ileri ki yıllar için forvette en büyük umudumuz olabileceğini 2009 senesinin sonları bir yazımda da söylemiştim.

Artun Akçakın ile ilgili diğer yazıları okuma için tıklayınız.

27 Kasım 2011 Pazar

Altyapılarda Gençlerbirliği Damgası Var!


Türkiye Futbol Federasyonu ve Coca-Cola'nın desteklediği altyapı ligleri olan Coca-Cola Akademi liglerinde U-18den U-14 e kadar 5 ligde mücadele veren Gençlerbirliği altyapı ekipleri yüzümüzü güldürüyor. Yaş kategorileri değişse de zirvedeki Gençlerbirliği ismi nadiren değişiyor.
 14 yaş altı ekibimiz 27 maçlık maratonun 5. haftasını tek yenilgiyle kapadı. Lider Ankaraspor'un ardından 2. sırada bulunan ekibimiz tek yenilgisini de lider Ankaraspor karşısında aldı.

15 yaş altı ekibimiz belkide bütün takımlarımız arasında en karamsar başlangıcı yapmış durumda. 27 maçlık maratonun ilk 5 haftasında 2 mağlubiyet ve 2 beraberlik alan ekibimizin maalesef tek galibiyeti var. Bu sonuçlarla 10 takımlı Anadolu grubunda 6. sırada bulunuyor. Ancak daha önlerindeki 22 hafta telafi için çok çok uzun bir süre. 


16 yaş altı takımımız 27 haftalık maç maratonunun ilk 4 haftasını bitirdi. 4 maçta 3 galibiyet tek beraberliği bulunan takımımız lider durumda. Tek beraberliğini Eskişehir deplasmanında 2-2'lik sonuçla alan ekibimiz bu sayede aynı puanda bulunan 2. Eskişehirspor'un üstünde bulunuyor.


17 yaş altı takımımızında diğer yaş gruplarına benzer şekilde 27 maçlık bir serüveni var. İlk 4ünü bitiren takımımız 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 yenilgi ile iki hemşehrisi Ankaragücü ve Ankaraspor'un ardından 3. sırada bulunuyor.


18 yaş altı takımımız ise 22 maçlık bir maratonda. İlk 5 haftayı geride bırakan ağabeyler 3 galibiyet ve 2 beraberlik ile 12 takımlı Anadolu grubunun lideri konumunda. Son maçında Kırıkkalespor'u 3-0 ile geçen ekibimiz beraberliklerinden birini 5. sıradaki İskenderun DÇ. Spor karşısında alırken diğerini de 6. sıradaki hemşehrimiz Ankaragücü karşısında aldı.

A2 Liginde Lideriz!

A2 liginde Gençlerbirliği'mizin A2 ekibi 9 takımlı 2. grupta bu hafta sonunda yapılan maçların ardından liderliğini sürüdüyor. Maç fazlası olmasına rağmen rakiplerinin bütün maçlarını kazandığını düşünsek dahi takımımızı liderlikten indiremiyorlar 7. haftası biten A2 liginde.

Son maçında deplasmanda Fenerbahçe'yi Burak Çolak'ın 2. dakikada attığı gol ile 1-0 mağlup eden takımımız ağabeylerinin aksine iç sahada değil deplasmanda daha başarılı. 7 maç yapan ekibimiz henüz mağlubiyetle tanışmazken 5 galibiyet 2 beraberlik elde etmiş durumda. İç sahada 1 galibiyet 2 beraberlik alan ekibimiz deplasmanda 4te 4 yaparak rakiplerine kendi sahalarında kabusu yaşatmış durumda.




Gol krallığında çok büyük fark yaratan oyuncular olmasa da ilk 10 içinde 4 oyuncumuz yer alıyor. Burak Çolak ve Berat Tosun attıkları 3er golle takımımızın en golcü isimleri durumunda.

26 Kasım 2011 Cumartesi

Fuat Çapa NTVSpor'daydı!

NTVSpor'da bir taraftar programı olan Yenilsen de Yensen de'nin bu haftaki konuğu Fuat Çapa hocamız oldu. Taraftarlarımızdan gencler.org'un yaratıcısı Mehmet Ali Çetinkaya ile diğer takım taraftarlarının ve program sunucuları Bağış Erten ile Banu Yelkovan'ın sorularını yanıtladı.

Bizlerle yaptığı toplantılarla Türkiye'de bir ilki gerçekleştirip diğer takım taraftarlarının bizi biraz kıskanmasını sağladı hocamız. Programın başından sonuna kadar "büyük" takımın taraftarları ve Anadolu takımı taraftarlarının şaşkınlıkları yüzlerinden okunduğu gibi çoğunlukla kendileri de itiraf ettiler.

Programda Fuat hocamızın söylediği önemli şeylerden bir kaçını özetlemek istedim. Türkiye'de ilk denebilecek bir çok şeyi yapmak Fuat hocanın hayalinde ve gerçekleşme yolunda ilerliyor gerçekten.

Gençlerbirliği'nin gelişimi için Avrupa'dan bir rol model alması gerektiğini söyledi Fuat Çapa. Türkiye'nin Ajax'ı benzetmesine altyapımızdan ötürü çok alışık olduğumdan önce Ajax ismi telaffuz edilecek sandım ama Fuat Çapa'nın aklında ki takım başkaydı.

"Bizim Avrupa'da ki bir takımın yapılanmasını örnek almamız lazım, Gençlerbirliği'nin yapısına en benzeyen takım Arsenal. Bana şans verilirse Arsenal'deki yapılanmanın benzerini Türkiye'de ilk ben yapmak isterim" dedi.

Bunun yanında altyapı konusuna değinen hocamızın eski bir tweetini Banu Yelkovan'ın hatırlatması üzerine;

"Eğer sabredilir ve Gençlerbirliği'nin başında uzun yıllar görev alabilirsem 3 yıl sonunda Gençlerbirliği'nin ilk 11'inde 6-7 tane altyapıdan oyuncu oynatmak istiyorum" diyerek altyapıya verdiği önemi ve uzun yıllar kalabilirse takım iskeletini altyapıyla oluşturmak istediğini gösterdi.

Hocamızın ağzından dökülen ilginç bir cümle ise tercüman kullanmaması tartışılırken yabancı oyuncularla ilgili oldu. Tercüman hatalarından ötürü doğabilecek yanlışlar ve takım içindeki iletişimin önemine değinen Fuat hoca

"Yeni gelecek yabancı oyunculara ilk 6 ay içinde Türkçe öğrenme ve konuşma şartı koyacağım" diyerek herkesi şaşırttı.

5 dil bilmesi, Belçikalı gurbetçi ailenin çocuğu olarak banka müdürüyken teknik direktörlükte bu kadar başarılı olması da program içinde tartışılan hocamız gerçekten bir kez daha bizi ve bu program vesilesiyle herkesi kendine hayran bıraktı. İlk geldiği dönemde belki inancımız yoktu ancak bizimle kurduğu diyalog ve yapmak istedikleriyle hatta şu ana kadar yaptıklarıyla gönlümüzde çok ayrı bir yere geldi Fuat Çapa.

Şimdi ki korkum bu program sonunda beğenen takımlar hocamıza göz koyarda bizden koparmaya çalışırsa diye olmaya başladı. Bizde uzun yıllar görev alması tek temennim ancak bir futbol tutkunu olarak Fuat Çapa gerçekten kalbimde çok önemli bir yere geldi. Bundan 10 yıl, 20 yıl sonrada nerede çalışırsa çalışsın saygı duyacağım bir isim oldu şimdiden.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Klasspor'dan Blogumuza Destek!


Turkcell Blog Ödüllerine aday olmamız sebebiyle Ankara'nın spor sitesi Klasspor'dan destek geldi. Naçizane blogumuzu öven sözlerle Ankaralı sporseverlerin 3 oy haklarından 2sini Ankaragüçlü blogger kardeşimiz Fatih Karakoç'un lacivert1910 blogu ve benim Kırmızı Siyah Kültür blogum için kullanmaya çağırmış.

Buradan Klasspor.com adminlerine ve yazarlarına teşekkür ediyorum. Bu vesileyle verdikleri desteğin bizim için önemi çok büyük. Ankara futbolu için birşeyler yapmaya çalışan bu iki bloga oylarınızı kullanmanız için bir çağrıda da ben bulunuyorum.

Sesimizi ne kadar çok duyurabilirsek futbolumuzda o kadar ilgi görüp yükselecektir. Ankara futbolu ve sporu için iyi şeyler yapmaya çalışan Klasspor sitesine tekrar tekrar teşekkürler...

Haberin linki; http://www.klasspor.com/tr/haber/20450-Ankara_bloglari_destek_bekliyor.html

20 Kasım 2011 Pazar

Önemli Bir Puan!

 14 puanlı iki ekibin mücadelesi. Gençlerbirliği açısından da Sivasspor açısında da eşik niteliğinde bir maç. İki takımında galibiyet isteyerek çıktığı bir maç desek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Biraz tamam, devam gibi bir mücadele oldu açıkçası. İki takımında geçen sezon ki hali düşünülünce tekrar o günleri sezon başından yaşamamak için önemli bir maçtı.

Bu eşiği tam anlamıyla atlayan takım olmadı 1-1!lik sonucun sonunda ancak Gençlerbirliği bir ayağını attı kapıdan. Deplasman fobimiz düşünülünce bunu daha iyi anlayabiliriz. Deplasmanda oynadığımız 5 maçta 1 puan çıkarabilen ekibimiz 2. puanını da Sivasspor deplasmanında aldı. Bu anlamda maç bizim için daha karlı geçti.
 Kamil Grosicki, Ricardo Pedriel gibi bir hücum hattına sahip takım Sivasspor ve onlar kadar olmasada Enaramo gibi yıpratıcı bir kuvvet daha var. Defansif zaafları olan bir takım olarak deplasmanda 1 gol yiyip beraberlik almak güzel. Karşılıklı pozisyonlar var ve burada kalecilerin başarısı dikkat çekici. Gerek Grosicki'nin yarattığı tehlikelerde Ramazan, gerekse Soner'in frikiğinde topa çok iyi uzanan Milan Borjan gayet başarılı maç çıkardı diyebiliriz.
Atılan gollerde ise Pedriel'in fırsatçılığı karambolde bir gol atmasını sağlamış. Bizim golümüze gelecek olursak, Herve Tum'un kafa vuruşu gerçek bir vuruş cidden. Oldukça sert ve kalecinin yapabileceği çok bişey yok. Herve Tum'un gol sayısını üçe çıkarması bizim açımızdan ayrıca heyecan verici. Ligin ilk üç maçını kaçırdığını ve takıma uyum sürecini eklersek, sezon başında düşündüğümüzden çok daha iyi bir performans sergiliyor. Belki oyunun genelinde pek etkili değil ama gol atma sayısını böyle böyle arttırırsa tecrübeli golcü olarak takımın bu kısıtlı kadrosunda çok fayda sağlayan isimlerden olabilir. 

3 hafta arka arkaya içerde oynayacağımız bir seri bizi bekliyor ve bunların ikisi Fenerbahçe, Galatasaray maçları. Kendi sahamızda ki iyi formumuzu koruyamazsak eğer bu takımlara karşı, bu deplasmanda alınan 1 puanın değeri biraz daha artabilir.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Behzat Ç. Kaldığı Yerden!

Behzat Ç. dizisi oyuncuları yeni sezon öncesinde Gençlerbirliği - Beşiktaş maçındaydı. Hem dizi de canlandırdığı Behzat Ç. karakteri hem de gerçek hayatında Gençlerbirliği taraftarı olan Erdal Beşikçioğlu, attığımız gollere sevinince bir grup Beşiktaşlının da tepkisini çekmişti.


Dizinin yeni sezonunun ilk bölümü geçtiğimiz pazar ekrana geldi. Erdal Beşikçioğlu mükkemmel oyunculuğuna ara vermeden devam ederken bir yandan da takımını destekliyor. İlk görüldüğü F-tipi cezaevi sahnesinde giydiği eşofman altına dikkat diyelim :)).

11 Kasım 2011 Cuma

Bojan Jorgacevic Tercihini Yaptı!


KAA Gent kalecisi ile ilgili haberi bir önceki post ile duyurmuştuk. Bir önceki yazının hemen ardından bir kaç yerde Bojan Jorgacevic yine Belçika takımı olan Club Brugge ile anlaştı şeklinde bir iki bir şey okumuştum ama resmi siteden geçilecek olan bir haber beklemiştim.

KAA Gent takımının resmi sitesinde de Bojan Jorgacevic'in Club Brugge ile anlaştığı haberi duyuruldu. Haberin içeriğinde Jorgacevic'in 4.5 yıllık imza attığı söyleniyor. Kulüpte kaldığı sürece gösterdiği bağlılığa teşekkür eden Gent kulübü daha önce açıkladığı Türk kulübüyle prensipte anlaştık haberini de şu sözlerle açıklmış;

"İlk etapta bir Türk kulübüyle anlaştık ancak Jorgacevic, Club Brugge takımını Türkiye'ye tercih etti"

Başka kaleci adayları var mı bilmiyorum ancak Jorgacevic defteri bizim için kapandı. Facebook üzerinden yaptığım ankette de kimse Jorgacevic alınsın şıkkını işaretlememiş taraftarlar için güzel bir haber olsa gerek. Taraftarlar olarak mevcut kalecilerimizi kağıt üstünde yetersiz bulsakta destek verme görüşündeyiz ve yeni kaleciye pekte sıcak bakmıyoruz.

KAA Gent takımın resmi sitesinde çıkan haberhttp://www.kaagent.be/actueel/1/08-11-2011/bojan-jorgacevic-maakt-de-overstap-naar-club-brugge

8 Kasım 2011 Salı

Bojan Jorgacevic Geliyor Mu?

Sezon öncesi kaleci almak isteyen takımımız için KAA Gent'li Bojan Jorgacevic ismi anılıyordu. Fakat tarafların vazgeçmesi sonucu bu transfer gerçekleşmemişti.

Belçika ekibi resmi sitesinden yaptığı açıklamada "Bojan Jorgacevic için bir Türk takımıyla prensipte anlaştık." diye duyurdu. Kulüp sitesindeki haberde isim verilmemiş fakat sezon öncesi ismi Gençlerbirliği ile anıldığı için gözler öncelikli olarak bizim üzerimizde.
http://www.kaagent.be/actueel/1/07-11-2011/princiepsakkoord-over-transfer-jorgacevic

Belçika sitesi sporza.be de yayınlanan haberde, Club Brugge ile de bir bağlantının olduğu yazılmış ama kesinlik yok. Bunun yanı sıra sezon başı Türkiye'den gösterilen ilgi iptal olsa da yeniden girişimlere başlanıldığını yazmış. Resmi site Türk takımı olarak açıkladığı için Club Brugge safdışı kalmış diyebiliriz şimdilik. Tek bir gerçek var ki işin sadece sağlık kontrollerine kaldığını ve çok yüksek ihtimalle Ocak ayında Jorgacevic'in Gent takımıyla yollarını ayıracağını bu sitede doğrulamış.

http://www.sporza.be/cm/sporza/voetbal/Jupiler_Pro_League/111107_jorgacevic
Sezon öncesinde çıkan haber: http://www.sporza.be/cm/sporza/voetbal/Jupiler_Pro_League/1.1092292

hln.be adlı bir başka internet sitesi ise sporza ve Gent kulübünün resmi sitesindeki haberi özetlemiş. "Gent Türk kulübüyle prensipte anlaştığını söylerken, sporza bunun sis perdesi olduğunu, kesin olmadığını yazdı" şeklinde bir haber geçmişler.
http://www.hln.be/hln/nl/1285/Jupiler-Pro-League/article/detail/1344679/2011/11/07/Jorgacevic-naar-Turkse-club.dhtml

footgoal.net adlı sitede dün yayınlanan haberde ise Gençlerbirliği ve Gent'in anlaştığı yazılmış.
http://www.footgoal.net/suite.php?selection=76099

Kulübün resmi sitesinde yapılan açıklama daha güvenilir sonuçta. Bojan Jorgacevic büyük ihtimalle Türkiye'ye gelecek. Tabii ki öncelikli olarak Gençlerbirliği'ne daha yakın gözükse de günümüzde ki menajerlik oyunlarına akıl sır erdirmek mümkün olmadığından sadece dedikodu diyelim. Ocak ayında bir kalecimiz olursa şaşırmayalım diye denk geldiğim bu haberleri paylaşmak istedim. Herkesten önce ilk dedikodular bizde efendim =D.

Harbuzi Yolcu Gibi!


insidefutbol.com sitesinde 2 Kasım tarihinde çıkan, Harbuzi'nin ağzından verdiği  haberde takımdan ayrılcağına dair sözler sarfetmiş.

Çevirebildiğim kadarıyla Harbuzi, kendisini İtalya, İspanya ve Fransa'da takip eden takımlar olduğunu bildiğini ve muhtemelen teklif gelirse tercihini o takımlardan yana kullanacağını açıklamış.

Haberde Harbuzi'nin ağzından şu notlara yer veriliyor;

-İtalya, İspanya, Fransa'dan takımların beni izlediğini biliyorum.


-Kulüplerin çözüm bulması gerekir


-Eğer takımlar iyi tekliflerle gelirlerse, Gençlerbirliği ile devam edeceğimi sanmıyorum.

Çeviri hatalarım olabilir. Anladığım kadar çevirmeye çalıştım. Bu sözler üzerine kısa bir yorum yapmam gerekirse açıkçası kendi adıma Harbuzi'nin  yıllardır oynadığı futboldan memnun değilim zaten sakatlıklar yüzünden tam bir düzen tutturamadığı gibi oynadığı maçlarda da laubali oyun tarzı takıma pek fayda getirmiyordu. İyi bir teklif gelirse yolları ayırmak en mantıklı çözüm gibi duruyor bizim için.

Haberin orjinal linki; http://www.insidefutbol.com/2011/11/02/labinot-harbuzi-reveals-italian-spanish-and-french-interest/51909/

Tarih Yazdık!

 Sıkıntılı dönem geçiren takımımızda şu ana kadar giden en iyi şey kısıtlı kadroya rağmen futbol oynamaya çalışan bir takım ve iç sahada alınan güzel sonuçlardı. Fikstürde en zorlu dönemece girdik ve iç sahada arka arkaya Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray ile maçlarımız olacak. Bunların ilki olan Beşiktaş maçı gerçek bir tarih yazmayla başladı. Kolay kolay unutulmayacak bir maç hem biz Gençlerbirliği taraftarları hem de Türk futbolu tarihi açısından.

Maç başlamasıyla Beşiktaş'ın bulduğu ilk pozisyonu gole çevirmesi en istemediğimiz olaydı ki bizim için kabusun başlangıcı oldu. Ardından olmayan bir pozisyonda yediğimiz ikinci gol açıkçası umutlarımızı tüketti derken ikinci yarı başıyla itibaren destan yazmaya başladık.

 Maçı Gençlerbirliği açısından değerlendirirsem, yediğimiz iki golde de çok net bir pozisyon yoktu sadece ciddi bir defans zaafının sonucu golleri yedik. Genel anlamda da en büyük sıkıntımız defansımız. Cem Can'ı ortasaha'dan devşirip sağ bek ve vasat oynayan Mehmet Sedef'ten de sol bek yaptığımız için çok sık bu bölgede aksaklıklar oluyor.

İlk yarı 0-2 geriye düşmemize rağmen 45 dakikanın büyük bir bölümünde tek kale oynadık desek yalan söylemiş olmam. Medyada genellikle "Beşiktaş yenildi" diye lanse edildiğinden pek konuşulmadı ama tarafsız bir gözle bakarsak ilk yarıda da bahriz bir üstünlüğümüz mevcuttu. Burda da Gençlerbirliği'nin ikinci büyük zaafı ortaya çıkıyor. Defansif anlamda pozisyon vermeden yediğimiz golleri Mersin ve Beşiktaş maçlarında gördüğümüz gibi hücum anlamında da pozisyon yakalayıp gol vuruşu yapamama hastalığımızı Kayseri maçında olduğu gibi bu maçta da gösterdik. Gol vuruşlarını halledebilirsek eğer -ki bunun içinde takviye şart- galibiyet serileri gelebilir ve Gençlerbirliği hiç beklenmeyen bir performans ile üst sıraları zorlayabilir.

Maçın ikinci yarısında ise pozisyon bulmaya devam ettiğimiz gibi iki dakika arayla gerçekleşen ataklarımızda bulduğumuz goller galibiyetin habercisi oldu. Kolay golleri dahi bir türlü atamayan takımımız bu sefer iki zor pozisyonda son vuruşları başarılı bir şekilde gerçekleştirince kendimize güvenimiz geldi. Herkesin kırılma noktası olarak dillendirdiği Mustafa Pektemek'in mutlak pozisyonda kaçırdığı 3. gol şansını bir kenara ayırırsak 2 dakika arayla gelen goller maçın bizim açımızdan kırılma noktasıydı.

Egemen'in durup dururken kaleci ile anlaşamayıp kendi kalesine attığı gol galibiyetin habercisi olurken, Erdal'ın 90. dakikada attığı son golümüz ise belkide Erdal'ın hayatının golüydü.
Beşiktaş niye yenildi? Beşiktaş neden çöktü? gibi sorulara yanıt arayan medyaya karşı taraflı ve tarafsız kim bu maçı baştan sona izlese aslında maçı Gençlerbirliği'nin haklı olarak kazandığını konusunda kesinlikle hemfikir olacaklardır.

Toparlayacak olursak defansif anlamda zaaflarımız gerçekten çok yüksek seviyede. Sezon başından bu maçın ikinci yarısına kadar son vuruşlardaki beceriksizliğimizde bir o kadar can sıkıcı. Ama Fuat Çapa'nın bu kısıtlı kadroya rağmen futbol oynatmaya çalışması ve çok pozisyon bulmamız bizi heyecanlandıran ve umutlandıran şeyler. Ankara her takıma deplasman olmaya başlıyor yavaş yavaş yalnız bu durumu deplasmanda da gerçekleştirmeye çalışmamız lazım. Ciddi bir deplasman fobimiz olduğu açıktır.

Öyle yada böyle bir çok duyguyu aynı anda yaşadık her yönüyle efsane olacak bir maçtı. Attığı gole sevinmeyip bize saygısını sunan Mustafa Pektemek'i de tekrar kutluyorum ve Beşiktaş'ı bireysel olarak sevmesemde Mustafa'nın gollerinin devamını can-ı gönülden istiyorum.
Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara