23 Kasım 2009 Pazartesi

Rövanşı Aldık: 3-1

Daha önce Türkiye Kupası’ndan bizi eleyen İstanbul Belediye’ye karşı tam bir rövanş maçına çıkıyoruz demiştim. Bir rövanştan daha fazlası olan bir 3 puan ve 2 sıra birden aldık. 3-1’lik galibiyetle 19 olan puanımızı 22’ye çıkarırken, sıralamadaki yerimizi de 8. Sıradan 6. Sıraya taşımış olduk.

Maçı ancak özetlerden izleyebildim ancak maça giden arkadaşlarımın yorumları ve özet görüntülerden edindiğim izlenim baskın taraf olduğumuzdu bu maçta da. Takım oyunu oynuyoruz ve çokta başarılı oluyoruz. Sürekli olarak 2. Yarılarda etkin olan takımımız bu sefer ilk yarıda kontrolü ele almış gözüktü. 90 dakikayı çıkarabilir mi? diyerek tartıştığımız Hurşit hala 90 dakikayı çıkaramasa da artık ilk 11’de başlayıp takımın hücum gücünü yüklenen bir isim olmaya başladı. Başlattığı hücumlar oldukça etkili oluyor ki bunu da Kahe’ye attırdığı ilk golde gösterdi. Ardından attığı ikinci gol ile golcü kimliğini de konuşturmaya başladı. Kahe’nin yükselişi sürekli olarak devam ediyor. Sezon sonu bitecek sözleşmesi yüzünden çokta korkmaya başladım. Maç sonu açıklamalarını izlerken de oldukça süzülmüş olduğunu gördüm. Zayıflaması bu sene ki performansının temel sebeplerinden çok açık bir şekilde. Defansta İlhan’ın yokluğunda Aykut’un o bölgeye çekilip sol bekte Murat Kalkan’ın oynamasını beklerken Bursa maçında ki şekilde genç Mahmut Boz ilk 11’deydi. Hatta dakika 78’de oyundan alınırken maç 3-0 iken bu dakikadan sonra birde gol yedik. Bir genç stoperi daha kazandırmak üzereyiz Türk futboluna diye düşünüyorum.
Parantez açmamız gereken bir diğer isim ise Burhan Eşer. Bursa maçında oldukça etkili olan Burhan TRT3’de ki “Futbol Futbol” programında haftanın portrelerinde gösterilmişti. Aynı performansını sergilediğini özetlerden de gördüm. Ayrıca maça giden arkadaşlarımda özellikle bahsediyorlardı Burhan’dan. İstikrarsız tablosunu devam ettirmez ise hücum gücümüze bu geri dönüşüyle yeniden çok şey kazandıracaktır. İstanbul Belediye bu sene 6 yiyen takım kimliğine bu maçta da devam edebilirdi. Özellikle Hurşit’in yerine giren Mustafa Pektemek ile 2 gol pozisyonuna daha girdik. Maalesef daha fazla atamamışız.

Bu daha fazla atamayışımızın sebeplerinden biri olarakta gerek Thomas Doll, gerek İlhan Cavcav, gerek ise taraftarlarımızın deyişiyle son 15 dakikadaki rehavet olmuş. İlk yarıda 3-0’ı yakalamış bir takım için yaşanabilecek senaryoların başında geliyor bu rehavet durumu tabiî ki ancak galibiyete rağmen es geçilmemesi bir problem bana göre. İlhan Cavcav’ın maç sonu dediği gibi çok daha güçlü bir rakibe karşı bir maç oynasak maç dönebilir. Nitekim bir gol de yedik ancak golün dakikası 88 olunca ve bu ataklardan önceki ataklarda Serdar’ın başarılı refleksleri olunca 3-1’lik galibiyetle 3 puanı hanemize yazdırdık. Çok önemli bir galibiyetti gerçekten. Üst sıraları yakalamak ve kopmamak adına önemli bir adım oldu. Çok iyimser konuşmuş olur muyum bilmiyorum ancak rakiplerin kaybettiği puanları düşününce şu an ki tabloda ilk 3’e oynama şansımız çok yüksek. Gözüm yükseklerde değil bu sene için ancak durum iştah kabartıcı durmuyor değil.


1 yorum:

kuzen larry dedi ki...

Bu sene Gençlerbirliği yeniden heyecan vermeye başladı. En büyük pay doll un sanırım. Bu arada Hurşit'in ismi Hurşutmuş. Memur hatası falan da değil dedesinin adıymış.

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara