20 Mayıs 2010 Perşembe

2009-2010 Sezonu Sonu Gençlerbirliği Analizi!

Sezonu 10. sırada tamamladık. Sezon boyunca maç yazılarıyla takımın gidişatı hakkında bilgi versek de, şöyle tek bir post ile toparlayayım istedim. Transferler başladı, takım analizsiz kalmasın.

Geçen senelere nazaran başarılı bir sezon geçirdik, 2 senedir gördüğümüz düşme kabusları bu sene son buldu ve Thomas Doll ile birlikte 10. sırada kendimize yer bulduk. Sezona fırtına gibi giren ekibimiz 8. haftaya kadar namağlup gelse de Fenerbahçe maçıyla birlikte yenilgiyle de tanıştı. Bu haftadan sonra ise istikrarsız haftalar başladı. Sezonu şampiyon bitiren Bursaspor'u ilk maçta kendi evinde 2-1 mağlup edip, ikinci yarıda 0-0 berabere kalıp 4 puan çıkaran ve 5 puandan eden takımımız, buna karşılık 2 sıra altımızda ki Antalya'ya 2 maçta da 2-0 mağlup olarak ne kadar ilginç bir takım olduğunu ortaya koydu. Ancak maçların çoğunda ortaya koyulan pozitif ve güzel oyun gelecek seneler adına umut verdi. Küme düşen Diyarbakırspor ve Denizlispor'a karşı oynanan etkin oyuna rağmen kaybedilmesi bizi sadece oynadığımız futbol ile mutlu etti. Küme düşen takımlara karşı yenilgi alırken Kendi üstümüzde ki takımlara Ankara'da geçit vermediğimizi de hatırlatıp Turkcell Süper Ligin bir nevi Robin Hood'luğuna soyunduğumuzu söyleyebiliriz.

Başlarda çok fazla olumlu tepki alan Thomas Doll ise haftalar geçtikçe "overrated" bir isim olduğu izlenimiz verse de elinde ki kadroyla aslında büyük işler başardı. Stoper ve forvet sıkıntımızın olması ve transfer yapılamaması takımı etkiledi tabii ki. Yalnız Thomas Doll'a getirebileceğimiz en büyük eleştiri sık sık Almanya'ya giderek takımı yalnız bırakması olabilir. Düğün hazırlıkları diye kaçtığı maçlarda mağlup olduk sürekli. Biran evvel evlenirse bizde rahata kavuşabileceğiz sanırım. Başlayan transfer çalışmalarıyla bu takımın oynadığı futbol gelecek seneye UEFA Avrupa Ligine katılma umutları verdi yinede.

2009-2010'un En İyisi : Gençlerbirliği'nin bu sezon en iyisi bana göre Hurşut Meriç olmuştur. Geçen sezon devre arasında gelip pek forma şansı bulamasa da bu sene kaptığı formayla çok iyi işler çıkarttı. 90 dakikayı her zaman tamamlayamayan bir futbolcu olsa da özellikle sonradan oyuna girdiği maçlarda seyirciye heyecan veren isim olarak dikkat çekti. Kanattan hücumlarda en büyük kozumuz olan Hurşut attığı goller ve yaptığı asistlerle de takıma büyük katkıda bulundu.

2009-2010'un En Kötüsü: Geçen sene Hacettepe formasıyla Beşiktaş'a gol attı diye hemen yeni Youla yaftası yapıştırılan Patiyo bu sezonun açık ara en kötüsü. Hatta oynadığı çoğu maçta futbolu bildiğinden şüphe ettik.

2009-2010'un En İyi Çıkışı Yapanı : Geçen seneden sezon başlarına kadar eleştirdiğimiz Cem Can bu sene oynadığı futbolla kendini aştı. Mücadeleci yapısıyla, orta saha da çalışkan görüntüsüyle Gençlerbirliği'nin 10.luğunda katkısı olan isimlerden. Zaten Kerem'i, Tozo'yu sürekli yedek bırakan Thomas Doll, Cem Can'dan vazgeçemedi.

2009-2010'un İstikrarsızı : Bu isim kim olabilir diye düşündüm ve Labinot Harbuzi uygun olur fikrindeyim. Transfer olduğu ilk 1 ayda müthiş bir form çizen, golleri ve asistleriyle bizi coşturan Harbuzi ilerleyen haftalarda laubali futboluyla gözden düşüp yedek kalmaya başladı. Kendisini toparlaması ise sezon sonuna doğru oldu. Son hafta Galatasaray maçında da galibiyeti getiren gole imzasını koydu.

2009-2010'un İstikrar Sembolü : 34 maçın 31 maçında oynayan ve çoğu maçta kalesinde devleşen Serdar Kulbilge, inişli çıkışlı olmayan bir form ile sezonu kapattı. Hatta sezon devam ederken babasını kaybetmesine rağmen profesyonelliğinden ödün vermeyerek harika maçlar çıkardı. Bu sene gerçekten takımca kötü oynanan maçlarda ayakta kalan tek isimde kendisi oldu.

2009-2010'un En İyi Genci : Ümit Milli oyuncumuz Aykut Demir'e vermezsek bu ünvanı Gençlerbirliği taraftarları beni döverdi heralde :D. Orjinalinde bir sağ bek olmasına karşın sezonu başarılı sol bekimiz ünvanıyla kapattı. Yeri geldi mevkisi olan sağ bekte, yeri geldi stoperde oynadı. Genç yaşına rağmen 34 maçın 32'sinde forma giyen futbolcumuz Türk futboluna yeni armağanlarımızdan. Ayrıca bu ödülü paylaştırmak istediğim ikinci isim ise Mahmut Boz. Az forma şansı bulan 91 doğumlu altyapımızdan yetişen oyuncumuz, Bursaspor, Fenerbahçe gibi kritik maçlarda heyecansız, olgun görüntüsüyle dikkat çekti. İlerleyen yıllarda Türk futboluna kazandıracağımız genç stoperimizi de tebrik ediyorum.

2009-2010'un Hayal Kırıklığı : Buraya aday iki futbolcu ismi vereceğim. Birincisi ara transferde kadromuza kattığımız Jurica Vranjes. Werder Bremen'den geldiğinde heyecanlanıp umut bağlamıştık ama isteksiz futbolu, toplara basmayan orta saha oyuncusu görüntüsüyle hayal kırıklığı yaşattı. Tabir-i caizse prenses gibi futbol oynamaya çalıştı. İkinci isim ise Sandro. Hacettepe küme düşmesine karşın attığı gollerle dikkat çekiyordu. Sezon başında sakatlığı vardı ve merakla bekliyorduk ancak dönüşü kötü oldu. Trabzon maçında 2-0'dan 2-2'ye getirdiğimiz maçta boş kaleye atamadığı golle galibiyetten eden isim oldu. Sonrasında 1-2 gol atsa da ölü toprağını üstünden atamadı.

2009-2010'un İyileri: Plaseleri burada yazayım. Hurşut'un ardından iyiler arasına girebilen isimlerin başını Mustafa Pektemek çekiyor. En çok gol atan Türk futbolcu ünvanını da alan futbolcumuz istikrarsız görüntü çizsede bu ünvanıyla iyiler arasına girmeye hak kazandı. Ardında ki isim bana göre Kahe'dir. Bu sene az gol attı diye eleştirilse de sonradan görüldü ki onun oynamadığı maçlarda ilerde top tutamayınca mahkum futbol oynadık. Mustafa Pektemek ne kadar golcüde olsa top tutamayarak ayağında kontratak yememize sebep oldu. Kahe bu yönden çok önemli bir futbolcuydu bizim için. Bu isimlerin yanısıra Orhan Şam, Harbuzi, Aykut Demir, Cem Can, Serdar,Mahmut Boz takımın iyilerindendi.

2009-2010'un Vasatları : Vasat isimlerin başını Tozo, İlhan gibi futbolcular çekiyor. Bu isimlerin yanısıra Burhan'da hayal kırıklığı yarattı. Serkan Çalık, Vranjes vasatta kalan ara transferlerimizden oldular.

2009-2010'un Kötüleri: Patiyo'nun ardından sıralayabileceğimiz isimlerin başını Sandro çekiyor. Ara transferlerden Alparslan Erdem'de bekleneni veremedi. Kerem Şeras ise başta Yılmaz olmak üzere Gençlerbirliği taraftarlarına saç baş yoldurturken, sezon sonu kırmızı kart görerek İlhan Cavcav'ı çıldırttı. Stoperimiz İvan Radeljic'te ağır görüntüsüyle yediğimiz gollerde hatalar yaparak sezonun kötülerinden.

İyisiyle kötüsüyle bir sezon böyle bitti. Transferler şimdiden başladı. Giden isimler gelen isimler mevcut. Başkan'ın açıklamaları daha iyi Gençlerbirliği yönünde. Bizde bir heyecanlar 2010-2011 Sezonunu bekliyoruz bakalım.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails
Bu blog BloggerV.com üyesidir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara